| İçtiğin çorba, kırdığın kalpler yanına kâr kalsın. | Open Subtitles | كُلّ ما كلّفتَنا حتى الآن بضعة طاسات شوربةِ ولَرُبَّمَا بضعة قلوب مَكْسُورة. اهدف لابَقاءه كذلك. |
| O dar kazakların altında çarpan... dişi kalpler. | Open Subtitles | قلوب نسائية وصدور خفاقة هذه المعاطف جميلة |
| "Ünlü olma ve kader yolunda, Chris Hughes yolunu değiştirdi, onu sevenleri kırık kalpler ile bıraktı." | Open Subtitles | رحل إلى عالم الشهرة والثروة.. كريس هيوز ترك طريقه بعد أن حطم قلوب الناس الذين يحبونه |
| Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül. | TED | حالات القلوب المكسورة هي مميتة بالمعنى الحرفي والمجازي للكلمة. |
| kalpler yüceldiğinde zaman uçar gider | Open Subtitles | عندما تكون القلوب مبتهجة الوقت يمر سريعاً |
| İkisi de Yalnız kalpler'i kullanıyorlardı. | Open Subtitles | "كانتا يستخدمّن "لونلّي هارتس وجميع وكالات الإعلانات الشبيهه |
| Ya da, bilirsin, iyileştireceğimiz kötü kalpler var mı? | Open Subtitles | أو كما تعرف قلوب سيئة يمكن أن نجعلها جيدة؟ |
| Hatalar yapıldı, kalpler kırıldı, acı dersler alındı. | Open Subtitles | أخطاء تقترف، قلوب تنجرح نتعلم دروس قاسية |
| New York'da bulunan tüm kırık kalpler ve gizemler benim olmalı. | Open Subtitles | كل قلوب نيويورك المحطمة واسرار العالم لي |
| Aynama ruj ile kalpler çiziyor ayrıca benim için banyoyu doldurup, ayaklarımı ovuyor. | Open Subtitles | ترسم قلوب على المرآة بأحمر الشفاه وتعد لي الحمام، وتدلك لي قدماي |
| Tabaklar dolu, kalpler dolu karınlar dolu. İçeri gel. | Open Subtitles | طاولات ملأى، قلوب ملأى، بطون ملأى، تفضّل بالدخول |
| Ne tatlı, çikolatadan kalpler! | Open Subtitles | يا رجل، على الأقل اسحب مياة المرحاض هذا لطيف، إنها قلوب شوكولاتة صغيرة |
| Şu Leafs maçında tanıştığın, seni arayıp duran sana çikolata kalpler yollayan sonra babamızın "Hockey News"te mastübasyon yaparken bulduğu çocuk gibi mi? | Open Subtitles | أتذكرين ذلك الرجل الذي قابلتيه في مباراة الهوكي؟ والذي ظل يكلمك ويرسل لك قلوب من الشوكولا وقام بركن سيارته أمام منزلنا |
| kalpler, kırılmaz yapılana dek, pratik değil. | Open Subtitles | القلوب لن تكون عملية أبداً حتىتصبحغيرقابلةللكسر. |
| Sana bunu söylediğim için üzgünüm ama okul paranı bu kırık kalpler sayesinde ödeyebildim. | Open Subtitles | بأن تعليمك كان تكلفته تحطيم العديد من القلوب |
| Bakalım kemikler mi kırılacak, kalpler mi birleşecek? | Open Subtitles | وسأرى إن كانت العظام ستتحطم أم القلوب ستتوحد |
| Caddede yürüyüp kalpler kıracaksın. | Open Subtitles | سوف تمشين فى الشارع وتحطمين القلوب الطريقة التى تنظرين بها حادة جدا |
| Kanayan kalpler ve artistler boy gösterdiler! | Open Subtitles | تلك القلوب الدامية والفنانون إتخذوا مواقفهم |
| Bu akşam Bayan Yalnız kalpler Roger tarafından terk edilmiş. | Open Subtitles | تمّ التخلي عن الآنسة (لونلي هارتس) من قِبل (روجر) هذا المساء |
| İyi kalpler tarafından harekete geçirilen iyi akılların bir ürünü olarak bunu büyük bir memnuniyetle okudum. | Open Subtitles | قرأته بإرتياح وفخر كبير بفضل الرؤساء الجيدين الذين يعملون بقلوب طيبة |
| Kemikler, kaslar, tendonlar,... ..toplar damarlar, atar damarlar, böbrekler, ciğerler, kalpler,... ..mideler, üreme organları, tırnaklar, parmaklar,... ..gözler, burunlar, sinir sistemleri,... | Open Subtitles | العظام ، والعضلات ، والاوتار الأوردة والشرايين والكلى والكبد والقلوب بطونهم ، الأعضاء التناسلية الأظافر ، وألسنة |
| Yalnız kalpler için. | Open Subtitles | إنها للقلوب التي تعاني من الوحدة. |
| Tüm kalpler seninle | Open Subtitles | إنّ القلبَ يُصبحُ لك، |