| 100 kırbaç bir onbaşı yani dokuz kamçılı kırbacı kullanma becerisi olmayan biri tarafından vuruldu ama hırsız kaçmadı. | Open Subtitles | مئة جلدة ينفذها عريف رجل ليس لديه خبرة باستعمال السوط لكن اللص لم ينكسر |
| Ben eli kamçılı adamım. | Open Subtitles | أنا الرجل ذو السوط |
| Yine de bu ormanların en ürkütücü avcıları, kamçılı örümcekler değildi. | Open Subtitles | ولكن حتى (العنكبوت ذو السوط ) ليس الأكثر أرعابا في هذه الغابات |
| Lanet olası kamçılı yılan da neyin nesi? | Open Subtitles | أوه، بِحقّ الجحيم ما هَلْ a سوط يَتلوّى؟ |
| - Alameda kamçılı yılanları. | Open Subtitles | - سوط ألاميدا يَتلوّى. |
| Tıpkı kamçılı örümcek ve kadife kurdu gibi o da kurbanlarını algılayabilmek için duyargalarını kullanıyor. | Open Subtitles | (مثل(العنكبوت ذو السوط ) و (الدودة المخملية تستخدم قرونها لكي تحس فريستها |
| "Cleo, kamçılı Kadın." | Open Subtitles | "كليو, سيدة السوط " |
| kamçılı yılanlar. | Open Subtitles | السوط يَتلوّى. |
| Bu bir kamçılı örümcek. | Open Subtitles | (إنه (العنكبوت ذو السوط |