| Her haziranda babam beni kamp yapmaya götürürdü. | Open Subtitles | تعودت ان أذهب كل عام في شهر يونيو مع جدي للتخييم |
| Geçen yaz Eugene, Oregon'a kamp yapmaya gitmiştik. | Open Subtitles | ذهبنا للتخييم الصيف الماضي بـ يوجين، أوريغن. |
| Belki Reno'ya gidip anahtarları alırız, sonra kamp yapmaya gideriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا الذهاب إلى "رينو" نأخذ المفاتيح و نذهب للتخييم |
| Onları Kaliforniya'daki kelp yosunları ormanına kamp yapmaya götürdüm. | TED | وأخذتهم مرة للتخيم في غابات كيلب في كاليفورنيا |
| O da sizinle kamp yapmaya geldi mi? | Open Subtitles | هل ذهبت إلى رحلة التخييم .. أيضًا ؟ |
| Doğum günüm için hâlâ kamp yapmaya gidiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ما زلت تريدين الذهاب للتخييم بمناسبه عيد ميلادي؟ |
| Arkadaşlarıyla bu civarda kamp yapmaya gelmişti. | Open Subtitles | لقد جاءت إلى هنا للتخييم مع بعض الأصدقاء |
| Demek bizimle kamp yapmaya gelmiyorsun. | Open Subtitles | حسنا , لا تاتي للتخييم معا , فقط أعلمي اني اكرهكي ايتها الساقطة . 70 00: 04: |
| Olympic Peninsula'ya kamp yapmaya giderdik. | Open Subtitles | لقد أعتدنا أن نذهب للتخييم فى شبه الجزيرة الأولمبية |
| Anne, bu hafta sonu kızlarla kamp yapmaya gidebilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | امي ، من فضلك ،هل يمكنني الذهاب للتخييم مع البنات في نهاية الاسبوع ؟ |
| - Sağ ol. - Tam cehennem'e kamp yapmaya gidecek zamanı buldunuz. | Open Subtitles | شكرا لك لقد اخترتِ العطلة المناسبة للتخييم |
| Beni seninle birlikte kamp yapmaya ikna ettiğin o geceden mi? | Open Subtitles | منذ ان اقنعتني ان اذهب للتخييم معك تلك الليلة ؟ |
| Eğer senin tatil fantezin kampa gitmekse, o zaman kamp yapmaya gitmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كانت عطلتك الخيالية هي التخييم . عندها .. سنذهب للتخييم |
| Bak, bu iş bittiğinde hep birlikte kamp yapmaya gideriz. | Open Subtitles | اسمع، عندما ينتهي هذا، جميعنا سنذهب للتخييم. |
| Babamla kamp yapmaya gittim ve de uçurtma uçurduk. | Open Subtitles | ذهبت للتخييم مع والدي ولعبنا بالطائرات الورقية |
| hep bir kulübede büyümek istemişimdir, ailem oldukça fakirdi. kamp yapmaya gidebilirsem şanslıydım. | Open Subtitles | عائلتي كانت فقيرة جدا كنت محظوظا إن ذهبت للتخييم |
| Annemle babam çok fena boşanmıştı ve beni hiç kamp yapmaya götürmediler. | Open Subtitles | والديّ مطلقان للغاية و لم يأخذاني للتخيم أبدا |
| - Hayır, kamp yapmaya götürüyorum. - Hayır. | Open Subtitles | -بالواقع , لا , سأصطحبهم للتخيم , وداعاً |
| O da sizinle kamp yapmaya geldi mi? | Open Subtitles | هل ذهبت إلى رحلة التخييم .. أيضًا ؟ |
| O bölge hakkındaki davayı kaybettikten sonra 2 haftalığını İspanya'ya kamp yapmaya gittik. | Open Subtitles | بعد أن خسرنا قضية المحكمة قرّرنا التجول في إسبانيا لإسبوعين. |
| Jordan, şimdi kamp yapmaya gidemem. | Open Subtitles | جوردان, لا أستطيع الذهاب للمخيم الان |
| Ortasına bir çubuk takıp kamp yapmaya gidersin. | Open Subtitles | عود a قطب فيه ويَذْهبُ لإقامة مخيّم. |
| O geliyor, sonra siz kamp yapmaya gideceksiniz. | Open Subtitles | سيأتي، ولاحقاً ستذهبان إلي المخيم. |
| Daketa yakınlarındaki kaplıcada kamp yapmaya çağırıyor. | Open Subtitles | انه يرغب في تفقد بعض الينابيع الحارة في "داكيتا" ، سنقوم بالتخييم الليلة |
| kamp yapmaya gitmiştik, dün gece eve geç döndük. Evdeydi yani. | Open Subtitles | لقد عدنا للمنزل متأخرين من رحلة تخييم ، ولقد كانَ هنا |