| - İlişki var... - Kanıtı yok. | Open Subtitles | ...هناك العلاقة الغرامية - بدون دليل - |
| - İlişki var... - Kanıtı yok. | Open Subtitles | ...هناك العلاقة الغرامية - بدون دليل - |
| Istihdam Kanıtı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على العمل أو الوظيفة |
| Somut Kanıtı yok. Çocuğu hedefimiz haline getirmenin tam zamanı. | Open Subtitles | ليس لديه شيئاً ملموس، حان الوقت لنقوم بخطوة ضد الفتى. |
| gerçek dünyada da öleceğinin Kanıtı yok ki. | Open Subtitles | ليس هناك أي دليل على أن قَتل شخص ما هنا يعني موته في العالم الحقيقي |
| Elinde Kanıtı yok ama "Özgürlük Ağacı" isimli silah satıcılarından geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أنهم يأتون من التعديل الثاني على الدستور "تُسمى "شجرة الحرية ولكن ليس هناك دليل على ذلك |
| Sonuç olarak, Kanıtı yok etmede ona yardım ettin. | Open Subtitles | بنهاية المطاف فأنت من ساعده على تدمير الأدلة |
| Burke Kanıtı yok etti, seçeneğim kalmadı. | Open Subtitles | (بيرك) دمر الدليل. وليس لديّ خيار آخر. إتفقنا؟ |
| Bunun Kanıtı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على هذا |
| Bunun hiçbir Kanıtı yok. | Open Subtitles | ، لا يوجد دليل على ذلك الأمر |
| Somut Kanıtı yok. | Open Subtitles | ليس لديه شيئاً ملموس |
| - Çeviri Kanıtı yok. | Open Subtitles | و ليس هناك أي دليل على وقوع جريمة قتل |
| Aslında bunun Kanıtı yok. | Open Subtitles | الواقع ليس هناك دليل على ذلك. |
| Eğer Powell ile bağlantılıysa ve gitmesine izin verirsek yapacağı ilk şey Kanıtı yok etmek olur. | Open Subtitles | (إذا كان متصلا مباشرة (بباول و تركناه يذهب فأول شيء سيفعله هو تدمير الأدلة |
| Tabi bu da Kanıtı yok etti. | Open Subtitles | والذي قد دمر الدليل ؟ |