| Ayrıca hiç kanıtımız yok.Yaşlı adamın kaseti nereden bulduğunu bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | ليس لدينا دليل ، حتى أنّ لا نعرف من أين حصل الرجل المسن على الشريط |
| İşaretliler'in var olduğuna dair elle tutulur kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا دليل دامغ على وجود : الملحوظين |
| Henüz kesin bir kanıtımız yok ama belirtilere bakarak "dünya dışı hayat yok" demek de pek mümkün değil. | Open Subtitles | بالطبع ليس لدينا أدلة قاطعة بعد ولكن اعتماداً على الأدلة يمكننا تماماً استبعاد وجود حياة خارج كوكب الأرض |
| Görgü tanığı yok, ama bizim de kanıtımız yok ve ona erişecek başka bir yöntem bulamıyorum. Arsızın teki. | Open Subtitles | إنه لا يملك حجة غياب، ولكننا لا نملك دليلاً ولا يمكنني العثور على شيء أمسكه ضده |
| Seyahat çeklerini kaybettiğimize dair hiç bir kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي دليل فقدنا الشيكات السياحية. |
| Cinayetten paçayı kurtardı ancak hâlâ ona karşı kesin bir kanıtımız yok. | Open Subtitles | سيفلت بجريمة قتل لكن لا يوجد دليل مادي يربطه بها |
| JJ, kanıtımız yok, avukatı konuşmasına izin vermeyecek, bu yüzden itiraf ettiremeyeceğiz. | Open Subtitles | جي جي ليس لدينا دليل محامي تابس لن يدعه يتكلم |
| Sorun şu ki, ona karşı kullanacak Yeterli kanıtımız yok. | Open Subtitles | المشكلة، أنه ليس لدينا دليل كافي لنستعمله ضدّه |
| Ayrıca hiç kanıtımız yok. Defterdeki herkes şüpheli. Pekâlâ. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا ليس لدينا دليل كل شخص هنا فيه إشتباه |
| Yüksek ihtimalle öyle. Fakat sadece şüphe ediyoruz. kanıtımız yok. | Open Subtitles | كلا، إنه من الممكن جدا، ولكن لدينا اشتباه فقط ليس لدينا أدلة |
| Onu tutuklamak için yeterli kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أدلة كافية للابقاء عليها |
| En büyük gerekçe onda var fakat onu burada tutmak için yeterli kanıtımız yok. | Open Subtitles | لديه الدافع الأكبر، ولكننا لا نملك دليلاً كافياً لإدانته. |
| Mary'i tanımadığını ve tüm bu olanlar hakkında birşey bilmediğini söyleyecek, çünkü kanıtımız yok. | Open Subtitles | سيقول أنه لا يعرف أي ماري وهو لا يعلم اي شيء عن الموضوع لانه ليس لدينا أي دليل |
| Burada olduğuna dair hiç kanıtımız yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل علي وجوده بهذة الشقة. |
| Yani, ...şüphelimiz yok, elle tutulur bir kanıtımız yok, ...hiçbir şey yok. | Open Subtitles | اذن ليس لدينا متهمين وليس لدينا دليل قوي ليس لدينا شيء |
| Her iki cinayetle de bağdaştıracak bilimsel bir kanıtımız yok. Bu yardımcı olabilir. | Open Subtitles | ما زلنا لا نملك أي دليل جنائي ربما يربطها بأي من هذه الجرائم |
| Hiç kanıtımız yok. | Open Subtitles | نحن لا نملك دليل. |
| Buna dair kanıtımız yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك برهان ذلك. |
| Onu veya başkasını cinayete bağlayan adli kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي أدلة جنائية تربطهُ أو غيرهُ بالجريمة |
| lnnocenti'yi Artoff'un kullandığına dair kanıtımız yok. | Open Subtitles | إسمع .. يارجل. ليس لدينا إثبات أن آرتوف هو الرجل الذي كان يقود. |
| Çünkü somut ve gerçek bir kanıtımız yok. Her neyse. | Open Subtitles | لانه لا يوجد لدينا اي دليل مادي |
| Ki bu da Sendika'nın var olduğuna dair kanıtımız yok demektir. | Open Subtitles | وهو ما يعني أننا لا نملك دليلا أن النقابة حتى موجودة. |