| - Demek oluyor ki, babasının olayında olduğu gibi artık yasaları kendi başına belirleyen serseri olmadığımı ona kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | يعني أنه يجب أن أثبت لها أني لست نفس المغفل الذي أخذ على عاتقه تطبيق القانون بيديه مع والدها |
| Başka çarem yok. O geminin rotasından çıkarıldığını kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | ليس أمامى خيار ، يجب أن أثبت أن تلك السفينة غيرت مسارها عمداً |
| Ona benim sadece bir adam değil, adam gibi adam olduğumu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أريد ان أثبت لها أنني لست مجرد رجل, لكني رجل الرجال |
| Önce, Robbie'ye sofistike ve yetişkin olduğumu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أولاً, ينبغي علي أن أثبت لروبي أنني متطورة وناضجة. |
| Umursamayan taraf olduğunu sanıyor. Buraya kadar. Ayaklara Kapanan taraf olmadığımı ona kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | تعتقد أنها المستقرة ، عليّ الآن أن أبرهن لها أنني لست الواصل |
| Ona becerebileceğimi kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أثبت لها أني لازلت قادر على فعل هذا |
| Çalışanlarıma aralarına dahil olmayı hak etmeyen kızgın ve eğlenceli olmayan bir kadın olmadığımı kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أثبت لزملائي أنني لست امرأة معكرة للبهجة لا تستحق أن يتم دعوتها |
| Çalışanlarıma aralarına dahil olmayı hak etmeyen kızgın ve eğlenceli olmayan bir kadın olmadığımı kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أثبت لزملائي أنني لست امرأة معكرة للبهجة لا تستحق أن يتم دعوتها |
| Başvuruya layık biri olduğumu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | لكن إذا أردتُ أن أثبت أنني أستحق القبول |
| Bunun bir dayanağının olduğunu, bir hayal olmadığını düşündüğün gibi biri olmadığımı kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أحتاج للبيانات لأثبت الأساس هنا أثبت أن هذا ليس بخيال وأنني لست ما تخالني |
| Sara'ya Uçastik'in işlediğini bir şekilde kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أثبت ل"سارة" ان "فلابر" يعمل حقاً |
| Lütfen, bunu sana kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | ارجوك0 انظري يجب علي أن أثبت لك هذا |
| Suçsuzsa bunu kanıtlamalıyım. Benim işim bu. | Open Subtitles | علي أن أثبت ذلك فقط, هذا هو واجبي. |
| - İşi becerebilecek Başkan Yardımcısı olduğumu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | - أريد أن أثبت ما الذي يستطيع نائب الرئيس فعله |
| İnsanların "kadın bilim adamı" lafını duyduklarında kıkır kıkır gülmemeleri için bu kadının deli olmadığını kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأن أثبت أنّ هذه المرأة لم تكن مُختلّة حتّى أمنع الناس من القهقهة عندما يسمعون عبارة "عالمة" |
| Bu hep önceliğimdir kendime hala kabiliyetimin olduğunu göstermek daha iyi şeyler yapabileceğimi, çok daha hırslı olabileceğimi diğerlerinden daha iyi olduğumu kendime kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | ،كانت هذه في مقدمة أولوياتي ،أن أثبت لنفسي أنّي لا أزال قادرًا أنّي أستطيع القيام بأشياء أفضل وأنّي أريد أن أكسب أكثر من الأخرين وأثبت أنّي أفضل من الجميع |
| Ben de babama en iyi olduğumu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | ويجب عليّ أن أثبت لوالدي بأنّي الأفضل. |
| Nereli olduğunuzu kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أحتاج أن أثبت من أين أتيت |
| Beni artık Kötü Kraliçe olarak görmüyor olabilirler ama bundan daha fazla olabileceğimi onlara kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | -ربّما ما عادوا ينظرون إليّ كملكة شرّيرة لكنْ يجب أنْ أبرهن لهم قدرتي على أنْ أكون أكثر مِنْ ذلك |
| Bunu tek başıma yapabileceğimi kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | عليّ إثبات أنه بإمكاني فعلها بنفسي |
| Sana, buna değeceğini kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | لابدّ أن تبين لهم الحقيقة الأمر يستحق العناء |