| Senin yasal varisin olmamı kanıtlamanın, tek yolunun, ...güç ile mücadele edebilmek, olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الوسيلة الوحيدة لإثبات أني وريثك الشرعي هي التعامل من موقع قوة |
| Bunu kanıtlamanın tek yolu bana tüm hikayeyi anlatmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإثبات ذلك هي بإخباري القصّة كلها |
| Yanıldığını kanıtlamanın tek yolu bu olur. | Open Subtitles | حسنٌ، فهذه قد تكون الطريقة الوحيدة لإثبات خطأه. |
| Masumiyetini kanıtlamanın tek yolu yargılanmandır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإثبات برائتك بالمحاكمة |
| Böyle bir şeyi kanıtlamanın tek yolu.... ,diğer cesedin nerde olduğunu bulmak olurdu | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة ...لإثبات شيء من هذا القبيل ربما تكون بعثورك على الجثة الاخرى ، صحيح؟ |
| Ve Defiance'ın olduğunu kanıtlamanın tek yolu, | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لإثبات ديفاينس |
| - Olanları kanıtlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة لإثبات ما حدث |
| Şu anda Amelia'yı bulmak tüm bunların doğru olduğunu kanıtlamanın tek yolu. | Open Subtitles | حالياً العثور على الفتاة (أميليا) هي الطريقة الوحيدة لإثبات صحّة الأمر |
| Bombacı, Brody'nin masumiyetini kanıtlamanın tek yolu. | Open Subtitles | المفجّر هو الوسيلة الوحيدة (لإثبات براءة (برودي |
| Brody'nin masum olduğunu kanıtlamanın tek yolu bu bombacı. | Open Subtitles | المفجّر هو الوسيلة الوحيدة (لإثبات براءة (برودي |
| Miller ekipte köstebek olduğundan bir hayli emin ve köstebeğin ben olduğunu kanıtlamanın tek yolu, köstebeğin kim olduğunu bulmak. | Open Subtitles | ميلر), واثق أن هناك) ,مُخبر في المركز والطريقة الوحيدة لإثبات برائتي هي أن نكتشف من هو |