| Evet, eğer kayıtları bana verirseniz ve onun masumiyetini kanıtlayabilirsek, o zaman bir katil için çalışıyor olmayız. | Open Subtitles | اذا اعطيتني تلك الاشرطة واستطعنا ان نثبت انه بريء فـ بعدها لن نعمل لدى مجرم |
| Bunu yapanın Çöpçü Adam olduğunu kanıtlayabilirsek dosyanı yeniden açabilirler. | Open Subtitles | إذا أمكننا أن نثبت انهُ رجل القمامة قد يعيدونَ فتحَ قضيتكَ |
| Yoldan çıktığımızı düşünüyor. Eğer çıkmadığımızı ona kanıtlayabilirsek, belki o zaman kararını değiştirir. | Open Subtitles | وتظن أننا انشققنا عن إمرتها، إذا استطعنا أن نثبت لها أننا لم نخرج عن طوعها، فربما ستتراجع عن قرارها |
| Eğer kanıtlayabilirsek birçoğumuz yozlaşmadan, dini satın almadan kutsal vazifelerin küstahça satılmasından ve daha da kötüsü Hristiyan dünyasının gözünde papalık makamının katî bozulmasından endişe duyuyoruz. | Open Subtitles | إذا أستطعنا إثبات ما يشك فيه أكثرنا من فساد و شروى و بيع صارخ للمناصب المقدسة |
| Eğer kanıtlayabilirsek birçoğumuz yozlaşmadan, dini satın almadan kutsal vazifelerin küstahça satılmasından ve daha da kötüsü Hristiyan dünyasının gözünde papalık makamının katî bozulmasından endişe duyuyoruz. | Open Subtitles | إذا أستطعنا إثبات ما يشك فيه أكثرنا من فساد و شروى و بيع صارخ للمناصب المقدسة |
| Eğer Newbury Heights'ta da olduğunu kanıtlayabilirsek tabi. | Open Subtitles | إذا أثبتنا أنه كان متواجداً في .."مرتفعات "نيوبيري نعم. |
| Fakat sevgililer günü kartını başkasının yazdığını kanıtlayabilirsek, bu herkesin yararına olmaz mı sizce de? | Open Subtitles | لكن إذا إستطعنا إثبات أن بطاقة عيد الحب كانت بخط يد شخص آخر ألا توافقين بأن الجميع سيستفيد؟ |
| Eğer kanıtlayabilirsek, federal bir suç bu. İşleri hiç kolaylaştırmıyor. | Open Subtitles | إنها جريمة حكومية إذا تمكنّا من إثباتها |
| Eğer bağlantıyı kanıtlayabilirsek, sonra belki Lloyd ile başka konuşma yapıyor oluruz. | Open Subtitles | لو قدر لنا أن نثبت الصلة هنا ربما يكون لدينا محادثة أخرى مع لويد |
| Bu işin arkasındaki kişinin o olduğunu kanıtlayabilirsek seninle bir anlaşma yapabilirler. | Open Subtitles | حسناً، لكن كما تعلم، إذا أمكننا أن نثبت أنه الشخص الذي وراء ذلك ربما يمكنك أن تحصل على اتفاق من نوع ما |
| Kanıtladığımız zaman, şayet kanıtlayabilirsek ve sen bu adama bir şeyler yapmak istersen sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | ... عندمـا نثبت هذا , إذا أثبتنـا هذا ... و أردت أنت أن ... تفعـل شيئـاً بـه |
| Ama Elliott'ın Ali'ye zarar verdiğini kanıtlayabilirsek, AD'yi ortaya çıkartırız. | Open Subtitles | -ربما . لكن اذا كان يمكننا أن نثبت أن إليوت يحاول أن يؤذي آليسون اذن يمكننا كشف آي دي |
| Eğer Arkad'ın güvenliğimiz için bir tehdit oluşturduğunu kanıtlayabilirsek... | Open Subtitles | لو أستطعنا إثبات أن (آركاد) يمثل ...تهديد مباشر الى أمننا |
| Eğer bu Wickels bu işin arkasında olduğunu kanıtlayabilirsek... bu gizem internet şirketleri gibi çöker ve Cooolsville yine bize saygı duyar. | Open Subtitles | لو أثبتنا أن (ويكلز) وراء هذا سوف ينتهي هذا الغموض من أين حصل علي الراندمنيوم؟ |
| - Çocuklar, eğer kullanılan bu ilaçların yeterince test edilmediğini veya tarihlerinin geçmiş olduğunu kanıtlayabilirsek bu, durdurma kararı için iyi bir hareket olur. | Open Subtitles | يارفاق، إن إستطعنا إثبات أن هذا العقار المستعمل لم يتم إختباره جيدا أو حتى أن صلاحيته إنتهت |
| Bu yüzden eğer bunun şirketin gerçek politikası olduğunu kanıtlayabilirsek onları haklarız. | Open Subtitles | لذا لو كانَ بوسعنا إثبات أن ، هذهِ سياسةُ الشركة الحقيقية |
| Öyleyse ve kanıtlayabilirsek, Marie ve Walt daha bir sürü Seahawks maçına gider. | Open Subtitles | إن كانت كذلك، بإمكاننا إثباتها و(ماري) و(والت) قد يكون لها مدلولاً أكثر من مجرد مباراة |