"kan içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • مغطى بالدم
        
    • في الدم
        
    • مغطى بالدماء
        
    • من الدماء
        
    • ملطخ بالدماء
        
    • الدم في
        
    • الدم يملأ
        
    • بركة دم
        
    • دماء في
        
    Eğer kafasını kesmiş olsam üstüm başım kan içinde olurdu. Open Subtitles إذا كنت أنا من قطع الرأس كنت سأكون مغطى بالدم
    Buraya üstün başın kan içinde geldin senin kanın mıydı? Open Subtitles جئت إلى هنا مغطى بالدم أكان هذا الدم دمك؟
    Hepsi kan içinde. Open Subtitles غطيت وهم في الدم.
    Yola fırlayan peşinde üstü başı kan içinde bir adam olduğunu söyleyen bir kadının. Open Subtitles امرأة تظهر في منتصف الطريق تقول أنه تطارد من قبل رجل مغطى بالدماء
    - Evet, kan içinde yatıyordu. Open Subtitles أجل.كان محاط بالكثير من الدماء
    Onda da dokuz yaşındaydın eve burnun kan içinde ağlayarak geldin! Open Subtitles عندما كُنت في التاسعه من عمرك... حينها جئت الى المنزل تبكي وأنفك ملطخ بالدماء.
    Scott, insanları öldürdün, olan bu. Her yer kan içinde. Open Subtitles لقد قتلت الناس هذا ما حدث الدم في كل مكان
    Gözlerimi kapadığımda mutfağın her yerini kan içinde görüyorum. Open Subtitles عندما أغلق عيني مازلت أرى الدم يملأ المطبخ
    Lanet olası planda, kan içinde yatan bir rahip ve doğum gününü kutlayan kör bir adam yoktu! Open Subtitles لم يكن هناك شيئ بالخطة عن حفلة عيد ميلاد الاعمى والقسيس في بركة دم
    Onun iyi olup olmadığını bilmiyorum. Ölü de olabilir, her yer kan içinde. Open Subtitles لا أعلم إن كانت بخير, ربما تكون ميـّتة, لكن هناك دماء في كل مكان
    Yardımcı adli tabip ilk bakışta adamın kan içinde olduğunu sanmış. Open Subtitles أعتقد أنه مغطى بالدم إتضح أنه طلاء احمر
    İkisi de kan içinde, ayaklarının dibinde bıçak. Open Subtitles كلاهما مغطى بالدم وسكين على أقدامهم
    İkisi de kan içinde, ayaklarının dibinde bıçak. Open Subtitles كلاهما مغطى بالدم وسكين على أقدامهما.
    - Elim kan içinde. Open Subtitles -يدي مشمولة في الدم.
    Üstü başı kan içinde geldi, şurada yere düştü sonra geldi, sodayı ödedi. Open Subtitles جاء مغطى بالدماء وقع ثم جاء ، دفع ثمن مشروبه
    Küçükken ormana gider ve eve kan içinde dönerdi. Niye kimseye anlatmadın Martha? Open Subtitles عندما كان طفلاً صغيراً اعتاد أن يذهب إلى الغابة ويعود للمنزل وهو مغطى بالدماء
    Dışı tertemiz ama içi kan içinde. Open Subtitles من الخارج، لا غبار عليه لكن من الداخل... الكثير من الدماء
    Her tarafın kan içinde olduğu halde? Open Subtitles خصوصا مع هذه الكمية من الدماء
    - Tommy, üstün başın kan içinde. Geç hadi arkaya. Open Subtitles تومي) ، انت ملطخ بالدماء) والان إذهب للخلف ، لقد مسكت
    Her yer kan içinde. - Kimbilir neredeler. Open Subtitles الدم في كل مكان، لا أحد يعلم أين هما الآن
    Ortalık kan içinde ama ona ait kan yok. Open Subtitles وكان الدم يملأ المكان, ولكن ليس دمه؟
    Lanet olası planda, kan içinde yatan bir rahip ve doğum gününü kutlayan kör bir adam yoktu! Open Subtitles لم يكن هناك شيئ بالخطة عن حفلة عيد ميلاد الاعمى والقسيس في بركة دم
    Arkasında bir şey var. Her yer kan içinde. Her tarafta kan var. Open Subtitles شيء دخل من الخلف ، هناك دماء في كل مكان ، وأعني في كل مكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more