| Bir şeyleri atladınız. Bir yerlerde hala kanaması var. | Open Subtitles | حسنا , لقد فاتك شيئاً ما أنه لازال ينزف بموضع ما |
| Çok fazla kanaması var. | Open Subtitles | إنه ينزف بشكل سئ للغاية لا يمكننا حمله طوال الطريق للديار |
| Ölümcül kanaması var. | Open Subtitles | إنه ينزف للموت إننا على وشك أخذه إلى الجراحه |
| Dış gebelikmiş. Patlamış. kanaması var. | Open Subtitles | لقد كان حمل خارج الرحم الأنبوب أنفجر انها تنزف |
| Süperkızı kaybettik ve iç kanaması var. | Open Subtitles | لقد فقدنا الفتاة الخارقة و هي تنزف في بطنها |
| İç kanaması var. Dalağında yırtık olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | إن لديه نزيف داخلي، أعتقد أن طحاله قد انفجر |
| - Söyle. - Karın bölgesinde yüksek kalibreli iki kurşun var. kanaması var. | Open Subtitles | إنه مصاب بطلقتين من عيار كبير في البطن، إنه ينزف بغزارة، ولا أظنه سيصمد حتى المستشفى |
| kanaması var... Ve iltihaplanma yapmadan önüne geçilmesi lazım. | Open Subtitles | الإلتهاب مضادات بسبب بأنه بد ولا ينزف, إنه |
| kanaması var... Ve iltihaplanma yapmadan önüne geçilmesi lazım. | Open Subtitles | إنه ينزف, ولا بد بأنه بسبب مضادات الإلتهاب |
| İkisinin de kanaması var. Yolcuların bilinci kapalı. | Open Subtitles | كلاهما ينزف, الراكب بجوار السائق فاقداً للوعي |
| Sana etrafı gezdirecek, milletle tanıştıracak özel yemek odasına götürecektim ama görünüşe göre acilde birinin kanaması var. | Open Subtitles | كنت سآخذك في جولة، لأعرّفك على الرفاق، وآخذك إلى غرفة الطعام الخاصة، ولكن للأسف هناك شخص ينزف في غرفة الطـوارئ. |
| - Yardım gerekli. kanaması var. | Open Subtitles | أحتاج إلى المساعدة هُنا , هذا الشخص ينزف |
| Ayrıca kanaması var ve fetüs sıkıntısı var gibi. | Open Subtitles | لكن ماء الرأس نزل منذ ساعة وفوق هذا ,انها تنزف |
| Ve onu ameliyat için plasenta dedikleri yere aldılar ve hala kanaması var. | Open Subtitles | وكان عليهم ان يجرو لها عملية لفصل الجنين ما الذي نعتها به المشيمة وهي الان ما زالت تنزف |
| Merkez, hasta 36 yaşında bir erkek, atardamar kanaması var. | Open Subtitles | حسنا ، أيها المستشفى ، لديّ ذكر في الـ 36 مع شرايين تنزف |
| Şuradaki koyu renk kan çünkü arter kopmuş ve kanaması var. | Open Subtitles | اللون الأسود اللذي تراه هنا هو دم لأن الشريان قد تمزق وهي تنزف الآن |
| İç kanaması var. Ameliyata hazırlıyoruz. | Open Subtitles | إنها تنزف داخليا، نحنُ نحضرها لعملية جراحية. |
| Karnı şişti, tansiyonu düşüyor. Yani iç kanaması var. | Open Subtitles | بطنه منفوخه، وضغطه يتساقط وهذا يعني أن لديه نزيف داخلي.. |
| Muhtemelen içinde bulunduğu ruhsal durumdan kaynaklanan basit bir göz zarı altı kanaması var. | Open Subtitles | لديها نزيف بسيط, ربما نتج بسبب حالتها العاطفية. |
| İç kanaması var ve belki yaranın içinde cam kırıkları olabilir. | Open Subtitles | هناك نزيف داخلي و ربما هناك فتات زجاج بقيت في الجرح. |
| Çok büyük bir iç kanaması var ve sağ akciğerini almak zorunda kaldık. | Open Subtitles | حسناً, لديه نزف داخلي كبير و أضطررنا لأستئصال رئتهُ اليمنى |
| Sukşın. Biraz kanaması var. | Open Subtitles | امتصاص، لدينا نزيف هنا |
| kanaması var. | Open Subtitles | هي تَنْزفُ خلال. |
| Sağ kolunda derin bir kesik ve atardamar kanaması var. | Open Subtitles | ذراعه الأيمن مجروح ويعانى من نزيف في احد الشرايين |
| B.T'ye göre venöz kanaması var durumunu değiştirecek bir şey olmadıkça henüz ameliyat olmasına gerek yok. | Open Subtitles | ولكن أظهرت الأشعة المقطعيّة نزيفٌ وريديّ لذا ما لم يحدث تغيير ، فلا تدعو الحاجة إلى إجراء جراحة بعد |
| Herman, en üst katta görüşürüz. Aşağıda işleri düzenleyiver. - Muhtemelen başka bir iç kanaması var. | Open Subtitles | هيرمان , سنتلتقي في الأعلى و سنشق طريقنا للأسفل غالباً لديه ضرر داخلي |
| Kızınızın dalak yaralanmasından dolayı iç kanaması var ancak o iyi olacak. | Open Subtitles | ابنتك تعرضت لنزيف داخلي نتيجة لتمزق في الطحال ولكنها ستكون بخير |