| Tedaviden 23 gün sonra Emily'de kanserin yok olduğu açıklandı. | TED | بعد 23 يومًا من العلاج، كانت خالية تمامًا من السرطان. |
| Özel genetik sıralamaları bakteriye yerleştirerek, kanserin büyümesini bozan hücreleri de buna dahil ederek farklı molekülleri sentezlemek için bakteriler görevlendirilir. | TED | عن طريق إدخال تسلسل جيني معين داخل البكتيريا، يمكن توجيهها لاصطناع جزيئات مختلفة بما في ذلك تلك التي تعطل نمو السرطان. |
| Kahrolası kanserin sinsice yayılması gibi bütün bu pislikler duygularını köreltiyor. | Open Subtitles | تزحف مثل السرطان اللعين وقريباً جداً كلّ هذا الهراء سيصبح مفهوماً |
| Tüm bu ilaçlar kanserin son safhası ve kemoterapi esnasında kullanılanlardan. | Open Subtitles | كل هذه الأدوية هذا ما يؤخد للكيماوي و المرحلة النهائية للسرطان |
| Broşürler ve internet siteleri depresyonun kanserin yan etkisi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | تنص دوماً الكتيبات والمواقع الإلكترونية على أن الاكتئاب عرض جانبي للسرطان |
| İşte bu Henry'nin bir fotografı, yüzünün sol tarafından --elmacık kemiğinden, üst çenesinden, göz çukurundan kötü huylu bir kanserin çıkarılmasından haftalar sonra. | TED | لذا هذه صورة لـ هنري بعد اسبوعين من إزالة سرطان خبيث من الجزء الأيسر من وجهه -- عظام خده فكه العلوي ،محجر عينه. |
| Şu anda beni kokluyor, kanserin yayıIıp yayıImadığını anlamak için. | Open Subtitles | إنها تشمي رائحتي لتعرف ما إن كان السرطان قد انتشر |
| Yani kanserin sana masum Los Angeleslılar'ın kafalarını yarabilesin diye golf topunu istediğin yöne fırlatma hakkı mı veriyor yani? | Open Subtitles | اوه ، إذاً حصولك على السرطان يعطيك الحق لتلقي كرة القولف أي اتجاه تريد ؟ ربما تسبب جروح للناس برؤوسهم |
| Yani sen ve kanserin buradan gideceksiniz ve anakarada tamamen tek başına öleceksin. | Open Subtitles | لهذا ستغادر المكان أنت ومرضك السرطان وسوف تموت منفرداً تماماً في البر الرئيسي |
| 10 yıl içinde, kanserin tedavisini bulduğun zaman sana bir onursal ile gelecekler. | Open Subtitles | حسنا , خلال 10 سنوات عندما تعالج السرطان سوف يأتون لك بمنصب فخرى |
| ben, kanserin gelecekteki tedavi yönteminin bu şekilde olacağına inanıyorum. | TED | فأنا أعتقد أنه ستكون هذه الطريقة التي يعالج فيها السرطان بالمستقبل. |
| Ama kanserin de zamanımızın en korkulan rahatsızlığı olduğunu biliyordum. İyi ve kötü nasıl beraber olabilirdi? | TED | لكن سمعت أيضا أن السرطان هو أكثر الأمراض رهبةً في عصرنا، فكيف اجتمع الجيّد مع السيء؟ |
| Ama bunu açıklayabilmem için kanserin kendisi hakkında birkaç dakika konuşmalıyım. | TED | لكن من أجل ان أوضح لكم ما هو احتاج الي دقيقتين اتحدث فيهما اكثر عن السرطان نفسه |
| Çelişkili bir şekilde, bir kere oluştuğunda, aslında doğal seleksiyon kanserin devam eden büyümesini destekler. | TED | ﺑﺎﻟﺨﻄﺄ ﻋﻨﺪﻣﺎ ﻳﺤﺪﺙ ﺫﻟﻚ ﻳﻓﻀﻞ ﺍﻼﻧﺘﻘﺎء الطبيعي النمو المستمر لخلايا السرطان |
| Avustralya yasasında kanserin bir engel olarak değerlendirildiğini buldum. | TED | اكتشفت أنه في القانون الأسترالي، يعتبر السرطان إعاقة. |
| Ancak kanserin tedavisi ile ilgili karıncalardan bazı şeyler öğrenebiliriz. | TED | لكن يمكننا تعلم شيئًا من النمل في علاج السرطان. |
| Yani kas hücreleri var; ancak bölünmüyorlar. Dolayısıyla kanserin dişini geçirebileceği bir hedef değil. | TED | اي أنه هناك خلايا عضليه، لكنها لا تنقسم، لذا فإنها لا تشكل هدفاً للسرطان. |
| Bu, süper kötünün, kanserin sahip olduğu genetik hilelerden sadece bir örnek. | TED | هذا هو مثال واحد من العديد من الخدع الجينية في محصلّة القوة الخارقة للسرطان. |
| Ayrıca burada kanserle ilgili çok ilginç bir bağlantı var, şöyle ki nörolojik hastalıkları olan insanlarda çoğu kanserin görülüş sıklığı çok düşük. | TED | هنالك ايضا علاقه مثيرة للسرطان هنا ذلك ان الاشخاص المصابون بالامراض العصبية لديهم حالات منخفضة من معظم أنواع السرطانات |
| Bu, Karen Burg'ün laboratuvarından bir örnek, göğüs kanseri hücrelerinin izini basmak için mürekkep püskürtme teknolojileri kullanıyorlar ve kanserin ilerlemesi ve tedavisi üzerine çalışıyorlar. | TED | وهذا مثال من مختبر كارين بورغ، حيث أنهم يستخدمون تقنيات الحبر النفاث لطباعة خلايا سرطان الثدي ودراسة نموها وعلاجاتها. |
| Senin kanserin ölümcüldü ve bende bir tedavi vardı. | Open Subtitles | سرطانك كان طرفي، وأنا كان عندي علاج. يمكن أن تتخيّل ماذا ذلك يحبّ؟ |
| Sana kanserin hakkında bir şeyler sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أسألك عن مرضك بالسرطان ؟ |
| Fakat günümüzde hâlâ bazı bulaşıcı hastalıklar ve kanserin farkına varma ve teşhis koyma aşamalarında büyük zorluklar ile karşılaşıyoruz. | TED | لكننا ما زلنا نواجه اليوم تحديات كثيرة في كشف وتشخيص العديد من الأمراض التي تهدد الحياة مثل الأمراض المُعدية والسرطان |
| Kemoterapinin son seansından sonra, test sonuçları geldi ve korkarım ki kanserin ilerlemesi yavaşlamamış. | Open Subtitles | بعد إنهاء هذه الدورة الأخيرة من العلاج الكيميائي ووصول نتائج الاختبار ومع الأسف نمو الورم السرطاني لم يتوقف |
| kanserin bu kötü huylu türlerini bir çeşit çizgi romandaki kötü karakterler olarak düşünebiliriz. | TED | يمكننا التفكير في أن هذه الأنواع السرطانية العدوانية هي كنوع من الأشرار ذوي القوة الخارقة في كتاب فكاهي. |