| Yaprakları, uçlarında sabah çiyine benzeyen damlacıklar bulunan dokunaçlarla kaplıdır. | Open Subtitles | أوراقها مغطاة بالمجسات تميل مع ما تبقّى من ندى الصّباح |
| Yerküre buhar ve kükürtlü su atan volkanlarla kaplıdır. | Open Subtitles | كانت الأرض مغطاة بالبراكين، والدخانالمتصاعد،والمياهالكبريتية. |
| Sütü olanı tel örgüyle diğeri de havlu kumaşıyla kaplıdır. | Open Subtitles | واحدة بشبكات سلكية مع حليب والأخرى مغطاة بالمناشف |
| Görünüşü itibariyle Ay biraz donuktur çünkü yüzeyinin tamamı gri bir toz tabakasıyla kaplıdır. | Open Subtitles | بقدر ما يبدو مقلقا، يظل القمر مملا قليلا، لأنه مغطي بالكامل بغبار رمادي |
| Bu uydu, 10 km kalınlığında bir buz tabakasıyla kaplıdır. | Open Subtitles | هذا القمر مغطي بقشرة من الجليد بعمق 6 أميال |
| Kuzey kutup noktası donmuş bir okyanusla kaplıdır. | Open Subtitles | في الشمال، القطب بحد ذاته مغطىً بمحيطٍ متجمد |
| Grönland devasa bir buz örtüsüyle kaplıdır. | Open Subtitles | ،بصرف النظر عن اسمها (يغلب البياض على (جرينلاند يُغطيها صفيحة جليدية عملاقة |
| Zemin sıra dışı doğal yapılarla kaplıdır. | Open Subtitles | الأرض مغطاةٌ بمنحوتات ،طبيعية عجيبة |
| Modern kurşunlar tipik olarak bakırla kaplıdır, bu nedenle daha düz ateş ederler. | Open Subtitles | الرصاصات الحديثة مغطاة عادةً بالنحاس فمسارها أكثر استقامةً |
| Burada, neredeyse her bitki tehlikeli dikenlerle kaplıdır. | Open Subtitles | هنا تكاد تكون جميع النباتات مغطاة بالأشواك الجارحة. |
| Konferans odası masası akıllı camla kaplıdır ve bunu okuyacak kadar akıllıdır. | Open Subtitles | طاولة غرفة المؤتمرات مغطاة بالزجاج الذكي وذكي بما فيه الكفاية لقراءة هذا الكود. |
| Bir kaç metre uzunluğunda ufak beyaz çiçeklerle kaplıdır. | Open Subtitles | على ارتفاع عدة مترات مغطاة بورود بيضاء صغيرة |
| Bunun bütün yüzeyi, gün ışında görülebilecek ve yüksek çözünürlükte görüntü almanızı sağlayacak, kırmızı, mavi ve yeşil renklerinde 60 milyon diyotla kaplıdır. | TED | وسطحه كله مغطاة ب 60 مليون صماما ثنائيا، أحمر، أزرق و أخضر والتي تتيح لك الحصول على صورة عالية الدقة ومرئية في ضوء النهار. |
| Elleri muhtemelen kurabiye ve çamur kaplıdır. | Open Subtitles | لابد أن يداه مغطاة بالوحل والحلوى |
| Erkeğin siyah dokunaçları son derece duyarlı tüylerle kaplıdır. | Open Subtitles | لامساته السّوداء مغطاة بشعر حسّاس جداً |
| Buzun sadece 10 metre altında deniz tabanı kalabalık midye yataklarıyla kaplıdır. | Open Subtitles | عشرةأمتارفقطأسفلالجليد، يكون قاع البحر مغطي بسجادة كثيفة من أفرشة "بلح البحر". |
| Dünya'nın dörtte üçü suyla kaplıdır. | Open Subtitles | ثلاثة أرباع كوكب الأرض مغطىً بالماء |
| Grönland devasa bir buz örtüsüyle kaplıdır. | Open Subtitles | ،بصرف النظر عن اسمها (يغلب البياض على (جرينلاند يُغطيها صفيحة جليدية عملاقة |
| Zemin sıra dışı doğal yapılarla kaplıdır. | Open Subtitles | الأرض مغطاةٌ بمنحوتات ،طبيعية عجيبة |