| Bu kaptan bir gemi kaptanıydı. | TED | القبطان كان قبطان سفينة تتحرك في البحر. |
| Onunla o zaman tanıştım, Siyah İnci'nin kaptanıydı. | Open Subtitles | كان هذا قبل أن أعرفه عندما كان قبطان اللؤلؤة السوداء |
| Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor. Babam gemi kaptanıydı. | Open Subtitles | أنت لا تعلم ما الذي تتحدث عنه والدي كان قبطان بحري |
| Futbol takımının kaptanıydı ve başkanın kız arkadaşıydı. | Open Subtitles | وقائدة فريق كرة القدم وصديقة الرئيس. |
| softbol takımının kaptanıydı. | Open Subtitles | وقائدة فريق السوفتبول |
| Babam İngiliz bir gemi kaptanıydı. Annem melez bir köleydi. Babam onu satın alıp özgürleştirmiş. | Open Subtitles | كان أبي قبطان سفينة إنجليزي وأمي أَمَة سمراء اشتراها وأعتقها لاحقا |
| Unutmamalıyız ki, o adam gemi kaptanıydı. | TED | ولا يجب أن ننسى أنه كان قبطان سفينة. |
| Duarte Barbosa, Magellan'ın gemisinin kaptanıydı. | Open Subtitles | (دوارت بربوسا) هو قبطان سفينة (ماجيلان) |
| Bir gemi kaptanıydı. | Open Subtitles | كان قبطان بحري |