Maalesef su aşamada bu duruma... bir şekilde karışamayız. | Open Subtitles | انا اسف ، فنحن لا نستطيع التدخل الان على ايه حال |
Onu ben hallederim. - Bu aşık kavgasına biz karışamayız, tatlım. | Open Subtitles | هذا شجار الحبيبة لحبيبها ولا يمكننا التدخل فيه ,عزيزتي |
Bu konuyu kapatmıştık. Sizin gezegeninizin iç meselelerine karışamayız. | Open Subtitles | لقد تخطينا هذا سفيره , لا يمكننا التدخل فى الشئون الداخليه لكوكبك |
Jolla Amirali'nin suikastına karışamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نتورط فى اغتيال قائد بحرى من شبة الجزيرة الكورية |
Buna karışamayız. | Open Subtitles | لا نريد ان نتورط في متاعب. |
Sonuç olarak, buna cidden karışamayız, değil mi? | Open Subtitles | في الحقيقة، لا يمكننا التدخل في رغبتها. |
Eğer onları Zeus gönderdiyse biz buna karışamayız. | Open Subtitles | لو كان "زيوس" ارسلهم لتعذيبه لا نستطيع التدخل |
İşte bu filmi yaparken, birçok kişi bana gelip, "Deeyah biliyorsun, bu onların kültüründe var, bu insanlar çocuklarına böyle yapıyor ve buna karışamayız." | TED | لذلك خلال إعدادي لهذا الفيلم، قال لي العديد من الأشخاص، "حسنا، دياه، كما تعلمين، هذه ثقافتهم، هذا ما يفعله هؤلاء الناس لأطفالهم ولا يمكننا التدخل حقاً." |
Buna karışamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع التدخل في هذا. |