| Biriyle çıktığını biliyordum ama ilk defa işine hiç karışmadım. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه يواعد إحداهن لكن لأول مرة لم أتدخل في شؤونه الخاصة |
| - Çocuk hayaletleri almak istedikleri zaman hariç, gölgelerin işine karışmadım. | Open Subtitles | اسمع، ما عدا أنّي منعت الظلال من أمتصاص طاقة أشباح الأطفال فلم أتدخل مرة أخرى لكنّك لا تستطيع سؤالي بألا أمنعهم من أخذ أرواح أولئك الأطفال |
| Karışmayacağıma dair sana söz verdim ve karışmadım. | Open Subtitles | لقد وعدتك بألا أتدخل ، و أنا لم افعل |
| Değil. Ve ben senin özgürlüğüne hiç karışmadım. | Open Subtitles | الأمر ليس كذلك، وأنا لم أتدخّل أبداً بحريتك |
| İkiniz de karışmamamı istediniz ben de karışmadım. | Open Subtitles | أراد كلاكما ألاّ أتدخّل في الأمر، ولم أتدخّل |
| Ben senin zevklerine hiç karışmadım. | Open Subtitles | لمْ أتدخّل يومًا في أمور ملذاتك. |
| O esnada karışmadım. | Open Subtitles | ولم أتدخل فى العملية |
| - Senin işine hiç karışmadım Dominic. | Open Subtitles | لم أتدخل أبدًا في عملك يا (دومينيك) |