| İçimden bir ses bu davaya başkasının karıştığını söyledi durdu. | Open Subtitles | أنا عِنْدي إحساس بأن هناك شخص آخر متورط في القضية |
| Üçüncü bir şahsın olaya karıştığını tespit ederiz belki. | Open Subtitles | ربما يخبرنا إذا ما كان هناك طرف آخر متورط |
| McCluskey'nin de uyuşturucu işine karıştığını. | Open Subtitles | حول تورط ماكلاسكى مع سولوزو فى تجارة المخدرات |
| Bu cinayetlere satanizmin karıştığını biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أن الشيطانية متورطة في هذه الجرائم |
| Soneji'nin MTA tren olayına karıştığını ne teyit ne de inkar edebilirim. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أؤكد أو أنفى ما إذا كان سونجى متورطاً في حادثة القطار أم لا |
| Tamam mı? Her nasılsa bu işe karıştığını biliyorum. Seni içeri atmam gerek. | Open Subtitles | و من ثم قاومت شرطياً اعتقد أنك متورط بهذا بطريقة ما علي أن أخذك لا خيار أخر لدي |
| Siz gerçekten Hank Johansen'ın dün geceki olaylara karıştığını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد بجدية كان هانك يوهانسن متورط مع ما حدث الليلة الماضية؟ |
| Eger bu tür olaylarla karıştığını fark edersem,Ensene yapışırım. | Open Subtitles | إذا لاحظت أنكَ متورط في هذه الحرب سأكسر رأسكَ |
| FBI'da çalışan sevgilinin yasadışı bir silah satışı anlaşmasına karıştığını söylemen öylece aklından mı çıktı? | Open Subtitles | هل انزلق من ذاكرتك شيء أن تذكري بأن صديقك الفيدرالي متورط في عملية تسليح غير قانونية ؟ |
| Hala hemşirenin bu işe nasıl karıştığını çözmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | لا زالوا يحاولون إكتشاف كيفيـة تورط الممرضـة |
| Parmak eklemlerindeki yaralanmalar ölmeden önce fiziksel münakaşaya karıştığını gösteriyor. | Open Subtitles | الجروح على قبضة الضحية تشير إلى أنّه تورط بمشاجرة قبل موته |
| Elimde önemli belediye üyelerinin büyük suç ve yolsuzluğa karıştığını söyleyen yeminli bir ifade var. | Open Subtitles | لديّ إفادة تحت القسم تورط عضوًا بارزًا في مجلس المدينة في حلقة فساد وجريمة واسعة النطاق |
| Büro neye karıştığını ve bunun vurulmayla ilgisi olup olmadığını öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | المكتب الفيدرالي يجب ان يعرف بما هي متورطة و ان كان لذلك علاقة بسبب تعرضها لإطلاق النار |
| Adının bir cinayete karıştığını anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تدركين أنكِ متورطة في جريمة قتل ؟ |
| Evet, bu adamın şu kaçırma olayına karıştığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | نعم ، ذلكٌ هو الشخص أعتقدتُ بأنهُ متورطاً في عملية الخطف |
| Neden biraz kafanın karıştığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أفهم لِمَ أنت مرتبك قليلاً |
| Hafızanı kaybetmiş olman gerektiğinden bahsediyorum çünkü aksi takdirde bana bugün bir kavgaya karıştığını anlatırdın. | Open Subtitles | أتحدث عن أنه يجب أن يكون لديك فقدان ذاكره بسبب أني أعرف أنك لاحظتك أنك تورطت في معركه اليوم |
| Aklımın karıştığını farz et. İstediğinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسناً , تصورني وأنا محتارة ظننت بأن هذا ما تريده |
| Neden bu olaya başkalarının da karıştığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن هناك آخرين متورطون في الامر؟ |
| Öte yandan hükümetin bu olaylara karıştığını söyleyenlerde var. | Open Subtitles | هناك بعض التذمّر الساكن أنّ الحكومة ربما تكون متورّطة في الأحداث المأساويّة |
| Ama onların saldırıya karıştığını tek söyleyen sendin. | Open Subtitles | ولكنك الوحيدة التي إستنتجت أنهم ليسوا متورطين في الهجوم على الرئيس |
| Üç polis memurunun cinayetine karıştığını gösteren kanıt var. | Open Subtitles | هناك ادله تورطه في قتل الثلاث جنود |
| Hotch, adli tabipin neden aklının karıştığını biliyorum. | Open Subtitles | هوتش اسمع انا واثق للغاية لما كان الطبيب الشرعي محتار للغاية |
| Soyguna onun da karıştığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنه كان مشتركاً في العملية |
| Millet, Gorgomon'un bir şekilde bu olaya karıştığını... - ...düşünmeyi kesin. - Neden? | Open Subtitles | أيّها الناس ، عليكم التوقف عن الإفتراض أنّ "غورموغون" متورّط في وفاة (كريستين" |
| Biraz kafamın karıştığını itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | اني اشعر بشيء من الارتباك. |