| Bunlar Kendimi beğenmişliğimden, düşük kan şekerimden ve kırmızı şarabı köpeğimin ağrı kesicileriyle karıştırmaktan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | إنه تكوين من الأحترام القليل للذات و نسبة قليلة من سكر الدم و خلط النبيذ الأحمر مع مهدئات كلبي |
| "B" ve "P"yi karıştırmaktan nefret ediyorum ama ailen bana iki haftadır ödeme yapmadı. | Open Subtitles | اكره خلط العمل بالعلاقات الشخصية لكن عائلتك تدين لي لأسبوعين |
| İşle özel hayatımı karıştırmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | قصدتُ خلط العمل مع امورٍ شخصية |
| Onu ben aramayacağım. Bu, meseleyi karıştırmaktan başka işe yaramaz. | Open Subtitles | لن أتصل به, فهذا سيسبب ربكة في القضية |
| Onu ben aramayacağım. Bu, meseleyi karıştırmaktan başka işe yaramaz. | Open Subtitles | لن أتصل به, فهذا سيسبب ربكة في القضية |
| Onu ben aramayacağım. Bu, meseleyi karıştırmaktan başka işe yaramaz. | Open Subtitles | لن أتصل به, فهذا سيسبب ربكة في القضية |