| Şimdiye kadar ortaklaşa geliştirdiğimiz her şeyden daha değerli bir şeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع دواء يساوي أكثر من أي شييء أخر نقوم بتطويره هُنا. | 
| - Oldukça zeki ve teknolojik konularda uzman biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نتعامل مع شخصٍ ذكيّ للغاية و بارعٌ في التعامل مع التقنيات | 
| Yaşamlarımız boyunca önemli sonuçları olan çok önemli kararlarla karşı karşıyayız. Ve bu kararlarla baş etmek için bir takım stratejilerimiz var. | TED | نحن نواجه قرارات بالغة الأهمية و لها عواقب هامة طوال حياتنا. و لنا استراتيجيات للتعامل مع هذه القرارات. | 
| Seni derinlere bulaştırdığım için üzgünüm ama neyle karşı karşıyayız bilmeliyim. | Open Subtitles | أنا آسف لإقحامك في أمر سئ كهذا ولكن أريد أن اعرف ما الذي نواجهه | 
| Toplam işgücü darlığından oluşan küresel bir işgücü krizi ile karşı karşıyayız. Buna ek olarak büyük bir beceri - iş uyumsuzluğu, artı büyük bir kültürel zorluk. | TED | سنواجه أزمة عمالة عالمية تتكون من عجز عام باليد العاملة بالإضافة لعجز كبير بالمهارات، ولتحدي ثقافي كبير. | 
| Daha önce hiç karşılaşmadığımız sayıda felaketle karşı karşıyayız. | TED | أننا نواجه لم يسبق له مثيل عدد من الكوارث. | 
| Ne dediğimi biliyorum ama yeni bir türle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أعرف ما قلته لك, لكن أقول لك الآن إننا نواجه فيروساً جديداً | 
| Belli ki, izlerini yok etmeyi bilen biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | من الواضح، أننا نتعامل مع شخص يعلم كيف يخفي آثاره | 
| Yani ölçek itibari ile dev sosyal sorunlara karşı karşıyayız ve bizim STK'lar ölçeğin yanına bile yaklaşamıyor. | TED | نحن نتعامل مع مشاكل اجتماعية عملاقة في الحجم و منظماتنا لا يمكن ان تولد اي مقياس | 
| Yaşadıkları yeri bizden daha iyi bilen ormancılarla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع ذلك بحذر نعرف بلادهم أفضل من أننا نعمل | 
| Tahrik edildiğinde öldüren bir askerle karşı karşıyayız .ve kural üç, o kadar içmişsindir ki nefesinle onu sadece üzerine kışkırtırsın. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع جندى يقنل عندما يثار وثالثا انت ثمل جدا ان الضرر الوحيد الذى سوف تحدثه هو الى نفسك | 
| Önce algıları değiştiren bir ilaçla karşı karşıyayız sandım. | Open Subtitles | إفترضت أوليا نحن كنّا نتعامل مع مؤثّر على العقل، | 
| Kimin hayaletiyle karşı karşıyayız acaba? Kadınınki mi, erkeğinki mi? | Open Subtitles | من الشبح في أعتقادك نحن نتعامل معه , له أو لها | 
| Hepinizin farkında olduğu gibi, zorlu ekonomik zamanlarla karşı karşıyayız. | TED | كما تعلمون جميعاً، نحن نواجه ظروفاً اقتصادية صعبة | 
| Şu anda cahillikle yüzleşmenin üstünde bir çeşit aşikarlık ile karşı karşıyayız. | TED | غير أنه وبالإضافة إلى الجهل الذي نعاني منه نحن نواجه أيضًا اليوم وجود درجة من الوضوح | 
| Bildiklerimizin çok ötesiyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ما نواجهه, يتخطى كل الأمور التي نعرفها | 
| Çocukla aynı fikirdeyim. Burada ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أنا أؤيد فتاك سنواجه مشاكل خطيرة لوجودنا هنا | 
| Sert ve dramatik bir değişimle karşı karşıyayız biliyoruz. | TED | نحن نعلم أننا نواجه تغيرا جذريا وقاسيا. | 
| Sen olmadan dövüşemeyeceğimiz bir şeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | إننا نواجه خصماً لا يمكننا محاربته بدونكِ | 
| Büyük ihtimalle annelerinin arabalarını kaçıran gençlerle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ما لدينا هنا هو على الأرجح بعض المراهقين يقومون بجولة فى سيارة والدتهم | 
| Göstergelere göre eşi benzeri olmayan bir durumla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نحن نَتعاملُ مع حالة فريدة هنا بقدر ما تَذْهبُ المظاهر | 
| Bu yüzden bir çelişkiyle karşı karşıyayız. | TED | إذاً نحن أمام مُفارقة. | 
| Artık kesin olarak bir cinayetle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | إذاً، نحن ننظر إلى جريمة مخالفة للقانون بشكل رسمي | 
| Olası bir küresel felaketle karşı karşıyayız, Doktor. | Open Subtitles | دكتور، نحنُ بمواجهة كارثة عالمية مٌحتملة. | 
| Yüksek ihtimalle kilonuz yüzünden oluşmuş venozstaz ülseri ile karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ما نتعامل معه هنا هو القرحة لأن معظمهه من وزنك |