| Bu karanlık bir figür bunun olduğunu düşünüyorum ne ise nasıl öğrenebilirim? | Open Subtitles | كيف نكتشف إذا كان هذا الشيء المظلم هو ما تعتقد أنه ؟ |
| Kimsenin göremediğini görebiliyordu. karanlık bir ruhla çalışan bir kötülüktü. | Open Subtitles | رأى ما لم يراه غيره، كانت روحاً مُظلمة تفتعل الشر |
| karanlık bir odaya girdiğimizde içgüdüsel olarak nereye uzanmamız gerektiğini biliriz. | TED | نحن نعرف أين تقع تلك المفاتيح غرائزيا عندما ندخل الغرف المظلمة |
| Uzun bir zamandır karanlık bir yerdeydim, yaratamadığım bir yer | TED | و كنت في مكان مظلم لفترة طويلة ، غير قادر على الإبداع. |
| Bir nedenden ötürü departmana sızmış, ayrıca görünüşe göre karanlık bir tarafıda var. | Open Subtitles | وأنه تسلل لطريق الإدعاء العام لعدة أسباب غامضة، كما اتضَّح بأنَّ لديه جانب مُظلم |
| karanlık bir yerde laboratuvar önlüğünü diktiğim bir rüya daha. | Open Subtitles | خياطة معطف المختبر الخاص بك في الظلام في مكانٍ ما. |
| karanlık bir mizah anlayışın var. | Open Subtitles | تعلمين، تتمتعين بروح دعابة سوداء لعينة |
| Hatırladığım tek şey karanlık bir odada saatlerce yumruk yumruğa kavga etmekti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أذكره أننا كنا في غرفة مظلمة نتقاتل باليد لساعات |
| Sizleri, hep beraber karanlık bir kıtayı ziyarete davet ediyorum. | TED | أود أن أصطحبكم في زيارة إلى قارة معتمة. |
| - Biraz şarap içen hamile bir kadın karanlık bir koridorda ayakkabıya takılıyor. | Open Subtitles | أمرأة حامل تشرب القليل من الخمر، تعثرت على حذاء تُرك في الممر المظلم |
| Burada kalan her neyse karanlık bir tarafı olduğu belli. | Open Subtitles | أياً كان الذي يقيم هنا فهو بالتأكيد من الجانب المظلم. |
| Eğer CIA'in içinde karanlık bir grup varsa, mutlaka o biliyordur. Güzel. | Open Subtitles | إذا تريدين أي شخص يعرف الجانب المظلم لوكالة الاستخبارات المركزية، فهو الأنسب |
| Her şey Madrid'de karanlık bir barda başladı. | TED | بدأ الأمر برمّته في حانةٍ مُظلمة في مدريد. |
| Park Monceau, Park Montsouris ya da başkası, devasa karanlık bir ormanla çevrili aydınlık bir patika. | Open Subtitles | متنزه مونسيوة متنزه مونتزيور أَو متنزه أخر في ممر لامع مجاورَ لغابة مُظلمة ضخمة |
| Toprağın içinde karanlık bir delik mi? | Open Subtitles | أو بعض الفتحات الصغيرة المظلمة في الأرض؟ |
| yabancı, zifiri karanlık bir yerin girişindeymişsin gibi. | Open Subtitles | ،كما لو كنا في مدخل مكان مظلم جداً .غريب جداً |
| Tabii cadıyla karanlık bir yolla evlenmezsen. | Open Subtitles | مالم تَتزوّجُ الساحرةَ عَلى نَحوٍ مُظلم. |
| Bu anahtar resmi tamamiyle karanlık bir ortamda çekildi | Open Subtitles | تم أخذ صورة لذلك مفتاح في الظلام الكامل والشامل |
| karanlık bir çukura at. | Open Subtitles | ضعه في حفرة سوداء لعينة |
| karanlık bir oda, birkaç insan ve sandalyeye bağlanmış birini gördüm. | Open Subtitles | ، رأيت غرفة مظلمة ، بعض الناس و شاب مقيد بالكرسي |
| Çünkü Beth'in yaptığı her şeyin doğasında karanlık bir dürtü vardır. | Open Subtitles | لأن كل ما تعمله "بيث" ينبثق في خَلَدها من دوافع معتمة. |
| karanlık bir yıldız ya da bugün bildiğimiz adıyla, bir kara delik. | Open Subtitles | يجب أن يكون موجوداً نجم مظلم أو مانطلق عليه اليوم الثقب الأسود |
| Amerika'nın kaderi bugün değişti. Bu ülke için bugün karanlık bir gün. | Open Subtitles | أمريكا قد تغيرت اليوم و هذا يوم مظلم في تاريخ هذا البلد |
| Bir defasında karanlık bir sokakta bir seri katille karşılaştı ve bana söylemedi. | Open Subtitles | قامت مره بلقاء قاتل متسلسل في زقاق مظلم و لم تخبرني بذلك أبدا |
| Büyük, karanlık bir komplo ve en tepeye kadar uzanıyor olabilir. | Open Subtitles | مؤامره واسعه و مظلمه و اللتي من الممكن أن تصل إلى القمه |
| Elin kolun bağlı, ağzın tıkalı. Sadece öfkenin güçlendiği, sessiz, karanlık bir dünyadasın. | Open Subtitles | مقيد ومكعم في عالم مظلم وصامت حيث لا شيء ينمو سوى الغضب |
| Almanya karanlık bir yerdi benim için. | Open Subtitles | فيصل كريم الظفيري أتذكر ألمانيا كمكان قاتم |