| Yolları asfalt değildi, sağlam levhalar ve diğer karavanların alanlarıyla sizinkini ayıran korkuluklar yoktu. | TED | و لم يكن يحوي طرق معبدة فيه، لم تكن تحوي الواح خرسانة، لم تكن تحوي سياج لتفصل بين مقطورتك عن المقطورات الآخريات. |
| Yaşadığımız yerde, karavanların patlaması, sık rastlanan bir durumdu, ama bu seferki özeldi, çünkü içinde ünlü bir insanla patlamıştı. | Open Subtitles | انفجار المقطورات أمر شائع في مكان معيشتنا ولكن هذه المره كانت مميزة, 'لان شخص مشهور مات فيها. |
| O karavanların hiçbiryere gittiği yok. | Open Subtitles | هذه المقطورات لن تذهب لأي مكان |
| O karavanların hiçbiryere gittiği yok. | Open Subtitles | هذه المقطورات لن تذهب لأي مكان |
| - Evet, orada, karavanların orada. | Open Subtitles | -أجل، هناك عند المقطورات |
| karavanların arkasında. | Open Subtitles | وراء المقطورات |