| Bir Kardinalin bile zayıf yönleri vardır, Majeste. | Open Subtitles | حتى الكاردينال له نقط ضعف يا صاحب الجلالة |
| Busmalis'in yakalanması ve Kardinalin ziyareti durumumuza oldukça yardım etti. | Open Subtitles | إلقاء القَبض على بوسماليس و زِيارَة الكاردينال للسِجن مِنَ الواضِح أنها ساعَدَت الوَضع |
| O yüzden biz içeriz, kargaşa yaratırız Kardinalin korumalarına sataşırız, sonra biraz daha içeriz. | Open Subtitles | لذلك نشرب و نتشاجر و نصارع حرس الكاردينال ثم نشرب من جديد |
| Nedimelerimle Kardinalin korumalarına karşı koyan cesur silahşörleri görmek istedik. | Open Subtitles | أنا و وصيفاتي نود رؤية الفرسان الشجعان الذين تصدوا لحرس الكاردينال |
| Ben bir uçuş sırasında bir Kardinalin üstüne kahve fırlatmıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت قهوة في الطائرة على كاردينال في الكنيسة، الأن أصبح البابا |
| Kardinalin masasına geldiğini hatırlıyorum ama onun gibi birçoğu vardı. | Open Subtitles | أعرف أنه حضر على طاولة الكاردينال لكن كان الكثير منهم هناك |
| Belki de sevgili Kardinalin cübbesinin el değiştirme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لإن تستبدل ياقة الكاردينال |
| Kardinalin çıkarlarını değerlendirecek olursak damak tadından vazgeçemediğinden hem fikiriz. | Open Subtitles | مهما يقول المرء عن سياسة الكاردينال ليس هناك شك في ذوقه الرفيع |
| Ne yazık ki, Kardinalin başı insanları yönetmekle aşırı derecede meşgul, başrahibe. | Open Subtitles | من المحزن يا رئيسة الدير عمل الكاردينال مغمور بإدارة الرجال |
| Sevgili Kardinalin erkekliğine şüphe olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون هناك شك بإن الكاردينال ذكر ؟ |
| Size, Kardinalin Kilise Meclisi'ne dahil olduğunu hatırlatmam gerekiyor mu... | Open Subtitles | هل لي بتذكير الكاردينال أنه يقف في حضرة الكنيسة |
| Kardinalin masasına geldiğini hatırlıyorum ama onun gibi birçoğu vardı. | Open Subtitles | أعرف أنه حضر على طاولة الكاردينال لكن كان الكثير منهم هناك |
| - Sadece buna söz verdiniz ve hepimiz Kardinalin sözlerini tutmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم جميعاً أن وعود الكاردينال منقوشة على الماء |
| Kardinalin ünlü hilelerinden birini yapmaya çalıştığını sanıyorum. | Open Subtitles | أفترض أن الكاردينال يجرب أحد حيله المشهورة |
| Peki neden Kardinalin bu bebekle çok ilgili olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | فلماذا تعتقد الكاردينال مهتم بهذا الطفل ؟ |
| Kardinalin sadece yüreğindeki ilgiyle konuştuğundan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أن الكاردينال ينوي أفضل مصلحة لك في قلبه |
| Kardinalin ölmesiyle çevremiz daha güvende olur sanmıştım. | Open Subtitles | مع رحيل الكاردينال, إعتقدت أنَّ عالمنا سيصبح أكثر أماناً. |
| Ben olmasam boğulmaktan Kardinalin götünden daha çok kızaracaktı. | Open Subtitles | هذا هناك، كان سيظلّ مخنوقاً بوجهٍ أكثر حُمرةً من مؤخرة الكاردينال إن لم أُنقذه |
| Sonra da katır kiraladık ve Roma'ya götürüp Augustus döneminden bir eser diye yutturup Kardinalin birine sattık. | Open Subtitles | وبعتها إلى كاردينال كقطع أثرية من عهد أغسطس. |
| Vaazdan ziyade dalalete düşkün soysuz bir Kardinalin. | Open Subtitles | كاردينال فاسد شأنه الانحراف أكثر من الوعظ |
| Kardinalin varlığıyla kutsandık. | Open Subtitles | بوركنا بحضورم هنا يا كاردينال |