| Yüzlerce ve binlerce insan bunlar gibi kamplarda yaşıyor, ve binlerce başka binlercesi,milyonlarcası kasabalar ve şehirlerde yaşıyor. | TED | مئات الآلاف من الناس يعيشون في مخيمات مثل هذه. و آلاف الآلاف، بل الملايين، يعيشون في المدن والبلدات. |
| Şehirler ve kasabalar, insanların olduğu herhangi bir yer artık güvensizdi. | TED | المدن و البلدات وأي مكان يضم بشرًا أصبح غير آمن |
| Bazı kasabalar bunu başarır, bazıları başaramaz. İnsanlara bağlı. | Open Subtitles | بعض البلدات تنجح والبعض الآخر لا ذلك يتوقف على السكان |
| Şehirler, kasabalar, ağaçlar, otlar... ..kuyulardaki sular... ..göklerdeki kuşlar yok olacak. | Open Subtitles | و لا مدن و لا بلدات و لا عشب و لا أشجار و لا ماء في الآبار و لا عصافير في السّماء |
| Başka kasabalar var - bizim gibi gözü pek olmayan kasabalar. | Open Subtitles | سوف يذهب بعيدا فهناك قرى أخرى قرى أخرى لا تصمد مثلنا |
| Çiftlikler ve kasabalar buluruz, onlarda yiyecek vardır. | Open Subtitles | ، سنجد المزارع . القرى ، وسنحصل على الغذاء مِن هُناك |
| Amerika'da artık küçük kasabalar kalmadı. | Open Subtitles | ولم يعد هناك أمريكا ولا المدن الصغيرة لا لا لا هل تعلموا ماذا هنالك؟ |
| Küçük kasabalar, merkezlerini onarıp eskiden olduğu gibi sosyal ortamlara çevirmişler. | Open Subtitles | كل المدن الصغيرة أعادت إنعاش نفسها بإعادة إنشاء المراكز الاجتماعية، لم يفعلوا ذلك |
| Otoyoldaki kasabalar gibi yanımızdan geçer giderler. | Open Subtitles | و التى تمر بنا كمرور المدن على الطريق السريع |
| Kaybolan küçük kasabalar vardı. Şehirlerde iş olmadığı söylentileri vardı. | Open Subtitles | بلا عائلات البقاء فى المدن الصغيرة يعنى الموت |
| Bilmen gerekir ki bu kasabalar birbirine çok yakındır azizim. | Open Subtitles | انت تعلم ان هذه المدن قريبة جداً من بعضها, ايها الصديق |
| Böyle küçük kasabalar bu lanet filmler için uygun değil işte. | Open Subtitles | البلدات الصغيرة كهذه غير مُهيّأة لاحتفالات كبيرة |
| Ciddi bir uzun vadeli etki olmadan kasabalar birkaç saatte boşaltılabilir. | Open Subtitles | البلدات المجاورة يمكن اخلائها خلال ساعات دون تأثيرات طويلة الاجل |
| Küçük kasabalar kurban seçimi konusunda felaket. | Open Subtitles | البلدات الصغيرة سيئة لإستخدام علم الضحايا |
| Sanal şehirler ve kasabalar nükleer silahla vurulamaz. | Open Subtitles | . اعني مدن وبلدات افتراضية , ولايوجد اي شي قد تعرض لضربة نووية حسنا.. |
| Biliyor musun, East End aynı zamanda, Doğu Kıyı Şeridi'ndeki kasabalar arasında en iyi balkabağı yetiştiricilerinden biridir. | Open Subtitles | تعرف أصبحت إيست إند مشهورة كواحدة من أفضل إنتاج نبات قرع العسل فى مدن الساحل |
| Etrafta doktora ihtiyacı olan başka küçük kasabalar da var. | Open Subtitles | وهناك بلدات صغيرة أخرى حولنا بحاجة للاطباء ... |
| Büyük kasabalar, şehirler ve hazineler hakkında bir çok hikaye dinledim Rollo. | Open Subtitles | لقد سمعت تلك الحكايات، (رولز). عن بلدات رائعة ، ومدن، وكنوز. |
| İnsanlarımız birçok kasabalar kurdular ve yaşamaya devam ediyorlar.. | Open Subtitles | شـعـبنا صـنـع قرى في كافة أنحاء الأرض و يعيشون عـليها |
| kasabalar hatta şehirler oluşuyordu. Heryerde haince küçük savaşlar vardı. | Open Subtitles | وبدأ ظهور القرى والمدن أيضًا، و وقعت الحروب الصغيرة الشريرة بكافة الأرجاء |
| Demin öğrendiğime göre bu tür çocukların olduğu diğer kasabalar yok edilmiş. | Open Subtitles | قيل لي أن الأطفال المريعون في البلدان الأخرى قد تم تدميرهم |
| kasabalar böyle işte. | Open Subtitles | تلك "تاونز" أنّك تعرفها. |