| Depo rampası kasabanın bu tarafında. Makinist nasıl duracağını biliyor. | Open Subtitles | المنحدر العامودي بهذا الجانب من البلدة المهندس يعرف كيف يتوقف |
| Cole, Atlanta'da becerdiğin o kızı bütün kasabanın duymasını istemezsin değil mi? | Open Subtitles | لا ترغمني علي إخبار البلدة عن الرجل الذي عبثت معة في أتلانتا |
| Sanki bu kasabanın daha fazla kediye ihtiyacı varmış gibi. | Open Subtitles | كما لو أن هذه البلدة بحاجة إلى المزيد من القطط |
| Öyle mi? Başka kimse kaçırmadı ama. kasabanın yarısı oradaydı. | Open Subtitles | أجل لا أحد آخر فاته الأمر نصف المدينة كانت هنا |
| Yüksek hızlı tren yoluna erişim sağlamak kasabanın hazinesine para akıtır. | Open Subtitles | بوجود السكك الحديدة عالية السرعة سوف يضع المال في خزينة المدينة. |
| Katherine Hale'in cep telefonu kasabanın orta yerinde yeniden açılmış. | Open Subtitles | هاتف كاثرين هايل الخليوي عاد للعمل وموقعه في منتصف البلدة |
| Bunlarında ötesinde, kasabanın dışında olmak toparlanmana da yardımcı olacak. | Open Subtitles | و بالإضافة الخروج خارج البلدة قد يساعدك على تجاوز الإنفصال |
| Manyetik alandaki değişimler, kasabanın her yanında rasgele dalgalanmalara yol açıyor. | Open Subtitles | التقلّبات في الحقل المغناطيسي تسبّب عواصف عشوائية في جميع أنحاء البلدة |
| Adli tabibinin aynı zamanda kasabanın çocuk doktoru olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن اختصاصي الفحص الطبي هو نفسه طبيب أطفال البلدة. |
| Dört çocuğu, yerde bulduğumuz kâğıt parçasını incelemek için kasabanın karşısına götürüyorum. | Open Subtitles | أخذ أربع أطفال خلال البلدة لنحقق في قطعة ورق وجدناها على الأرض. |
| Bu kasabanın iflasını önlemek ve kasabayı güvende tutmak için yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | قمت بما اضطررت للقيام به لأمنع هذه البلدة من الإفلاس، ولأحافظ على سلامتها |
| Neyse, sırf bizimle uğraşmak için Scooter McGreevy George'un yokluğundan yararlanıp Fillmoreluların kasabanın yarısına dava açmasına neden oldu. | Open Subtitles | على اي حال فقط للعبث معنا سكوتر ماغري استغل غياب جورج جعل سكان فيلمور مقاضاة نصف سكان هذه البلدة |
| Efendim kasabanın hemen dışından kimliği belirsiz kişilerce üç ere ateş edilmiş. | Open Subtitles | سيدي, ثلاثة مجندون تمت إصابتهم من قبل أشخاص غير معروفين خارج المدينة |
| kasabanın yarısı benden nefret ederse işimi ne kadar yapabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لستُ متأكداً كيف سيؤثر ذلك على عملي إذا كرهتيِ نصف المدينة. |
| Evet, denedim ama bu kasabanın bizim gibi insanlara ihtiyacı var McHugh. | Open Subtitles | نعم, لقد حاولت, لكن هذه المدينة فى حاجة إلى أشخاص مثلنا ماكهيو |
| Ve ikimiz de bu kasabanın bir parçası olmayı hak ediyoruz. | Open Subtitles | ونحن على حد سواء يستحقون أن تكون جزءا من هذه المدينة. |
| Benimle ve yaşama özgürlüğüne sahip olan bu kasabanın halkıyla. | Open Subtitles | معي ومع جميع الناس في هذه المدينة الذين حررتهم ليعيشوا |
| Yani kasabanın iyiliği için mi morgda o iki kadın yatıyor şu an? | Open Subtitles | الآن تخبرني أن هناك إمرأتان ممدّدتان في المشرحة لأن مصلحة المدينة تتوقف عليهما؟ |
| İşte ev. kasabanın görüntüsüne hiç uyum sağlamıyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا قصري , هو بالكاد يوافق مع جمالية القرية الريفيه |
| Aslında başkan olarak bu kasabanın Batman'i olmaya çok yaklaştım. | Open Subtitles | أتعلم .ك عمده ,انا الأقرب لكي أصبح باتمان هذه المدينه |
| Gözaltındaki kişi kendini kasabanın şerifi Jack Carter olarak tanıtıyor. | Open Subtitles | موضوع تحت الحراسة سمى نفسه بجاك كارتر ، شريف بلدة |
| Bu kasabanın "hiç kimse yapamaz" tavrı da nereden çıkıyor? | Open Subtitles | ما أمر هذه البلدةِ وأسلوب لا يمكنك فعل ذلك ؟ |
| Evet, aslında kasabanın kuzeyinde yeni binalar yapılıyor. | Open Subtitles | أجل، إنهم يعملون ببعض المبانيّ الجديدة. بالجانب الشمالي للبلدة. |
| Evet, kasabanın dışına kadar eşlik ettik. Korktu ve geri döndü. | Open Subtitles | نعم لقد طاردناها إلى خارج البلده لقد خافت وذهبت إلى سيول |
| Jørgen, kasabanın altını üstüne getirmişti. | Open Subtitles | كَسرَ جورجن الأسلحة سيقان وأنوفِ جميع من بالبلدة |
| kasabanın dışında yaşamaya devam ediyor buraya haftada iki kez içki almaya gelir. | Open Subtitles | هي تعيش ببيتها القديم , تأتي مرة أو اثنتين للمدينة فقط لشراء الخمر |
| Ben kasabanın iyiliği için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتصرّفُ وفق إهتمامِ البلدةَ الأفضلَ. |
| Bundan önce ufak bir kasabanın belediye başkanıymış 10,000 kişilik bi yermiş. | Open Subtitles | والذي حاز منصب المحافظ ل18 شهر فقط قبل ذلك كانت عمدة لبلدة صغيرة |
| Ve sonra kasabanın kumunda bulunan demir bitti. | Open Subtitles | لاننا استخرجنا كل الحديد من أرض هذه القريه |
| Duymuşsunuzdur, Duvardaki Delik Çetesi, bu kasabanın yakınında bir tren soydular, bu yüzden onların peşine düşmek bizim sorumluluğumuz oldu. | Open Subtitles | عصابة فتحة الحائط لقد سرقت القطار الطائر خارج بلدتنا و هذا يجعل من الأمر مسئوليتنا |
| Tüm kasabanın üst üste geçmesini sağlayacak bir güç kaynağı düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أتصوّر أنّ مصدراً للطاقة يستطيع دمج بلدةٍ بأكملها. |