| Kan basıncım çok yükseldiğinde Kasetteki adam "şimdi sakinim" dememi söylüyor. | Open Subtitles | عندما يرتفع ضغط دمي، يخبرني الرجل بالشريط أن أقول "السَكينة الآن". |
| Bay Reede, Kenneth Falk'ı hatırlıyor musunuz, Kasetteki adam. | Open Subtitles | . هل تتذكر كينيث فوك الرجل الذى بالشريط |
| Kasetteki görüntüler onun hikayesi. | Open Subtitles | الصور التي كانت بالشريط كانت تسرد قصتها |
| Kasetteki son şarkı bitene kadar konuştuk. | TED | وظللنا نتحدث حتى الأغنية الأخيرة على الشريط. |
| Kasetteki adamların kimlikleri belirlendi. | Open Subtitles | وفى تعريف طبع على الشريط يوضحهم على انهم |
| Kasetteki bir ses mi? | Open Subtitles | صوت على شريط تسجيل ؟ |
| Kasetteki bir ses mi? | Open Subtitles | صوت على شريط تسجيل ؟ |
| Kasetteki sesler bir dil mi, sapan sesler mi, merak ediyordu. | Open Subtitles | أراد أن يعرف ما اذا كان الصوت في الشريط لغة أم كلام غير مفهوم |
| Kasetteki adam nasıl olması gerektiğini belirtmedi. | Open Subtitles | الرجل بالشريط لم يحدّد. |
| Kasetteki olayın nasıl geliştiği gibi değil. | Open Subtitles | الأمر ليس كما رأيتي بالشريط |
| Kasetteki olayın geliştiği gibi değil. | Open Subtitles | الأمر ليس كما رأيتي بالشريط |
| - Kasetteki mi? | Open Subtitles | -الذي بالشريط |
| Kasetteki kız herkesi öldürüyordu, ama adamın masum olmadığına eminim. | Open Subtitles | قد تكون الفتاة على الشريط قتلت الجميع، لكن أَنا متأكّد بأن الرجلِ لَيسَ بريءَ. |
| Kasetteki adam bunu yalnızca kendisi için yapmıyor. Bir seyirciye oynuyor kızın ailesine değil. | Open Subtitles | الرجل على الشريط لم يفعل هذا فقط لنفسه إنه يلعب على جمهور ، ليس عائلتها |
| Ed'in verdiği Kasetteki o dijital kodları kuantum bilgisayar çözdü. | Open Subtitles | هذه الرموز الرقميه التي في الشريط ألذي اعطاه أيد لكِ الحاسوب ألكمي اكتشفهم |