| Demokratik politikaların yeniden hayat bulması sizden kaynaklanacak, siz derken hepinizi kastediyorum. | TED | إحياء السياسات الديمقراطية سيأتي منك ، و أعني بذلك كل واحد منكم |
| Başka şeylerden seksi kastediyorum. Aşırı yorgunluk seksine ne dersin? | Open Subtitles | و بقولي أمور أخرى، أعني الغرام أتريدين الإستمتاع بغرام مُنهك؟ |
| Ama bununla aklınıza gelecek her türlü şeyi yapabileceğiniz bir yer kastediyorum. | TED | أجروء على القول. لكني أعني بذلك أين يمكنك على الإطلاق فعل أي شئ تتخيله. |
| Her şey derken gerçekten her şeyi kastediyorum. | TED | وعندما أقول كل شيء أنا أقصد كل شيء حقا. |
| Yani kendi kendilerini inşa eden programlanabilir malzemeleri kastediyorum. | TED | بل أقصد المواد المبرمجة القادرة على بناء ذاتها. |
| En iyisini kastediyorum... Benim bir zamanlar önümde olan ama kaçırdığım fırsatı yakalamanı istedim. | Open Subtitles | لقد كنت أعنى الأفضل ، أردت أن تتاح لك الفرصة التى أتيحت لى و لم أغتنمها |
| Yani evrensel yer çekimini anlamayı mümkün kılan bazı atlama taşlarını, bazı özel koşulları kastediyorum. | TED | أعني هناك ركائز أساسية، و بعض الظروف التي في ظلها لم يكن مستحيلًا عليه أن يستنتج قانون الجاذبية. |
| Dünyanın, bilebildiğimiz tüm zamanlarına ve hatta 1,000 ya da 2,000 yıl öncesine kıyasla çok büyük oranda değiştiğini kastediyorum. | TED | أعني أن العالم تغير تماماً بكل المقاييس عما كنا لنعرفه حتى قبل ألف أو ألفي سنة مضت. |
| İyi yiyecek derken birçok farklı şeyi kastediyorum. | TED | وعنندما أقول غذاءََ جيدًا، أعني مجموعة أشياء مختلفة. |
| Güvenli, sağlıklı, son derece güzel ve lezzetli yiyecekleri kastediyorum. | TED | أعني أن الغذاء آمن، وأنه صحي، وأنه فائق الجمال وطعمه شهي. |
| Bunlar aslında çözüm. Bunu söyleyerek neyi mi kastediyorum? | TED | هذه ليست مشاكل. بل هي حلول في الواقع. ماذا أعني بقولي هذا؟ |
| Yani 3 tane alana 1 tane bedava tarzı şeyleri kastediyorum. | TED | أعني أنك تشتري ثلاثة وتحصل على الرابع مجانا. |
| Bizlerin en temel hakları ve bizler derken sadece Amerikalıları değil tüm insanları kastediyorum. Bu partizanca bir mesele değil. | TED | حرياتنا الأساسية وعندما أقول ذلك لست أقصد الأمريكان أعني كل الناس حول العالم هو ليس أمرًا حزبيًا. |
| Beklerken nasıl davranılması gerektiğini kastediyorum. | TED | بل أعني أن تعرف كيفية التصرف أثناء الانتظار. |
| Güzellik keşfedilmek için var ve bunu derken wabi-sabi türden herhangi bir güzelliği kastediyorum. | TED | أضيف أن هذا الجمال موجود لنكتشفه، وأنا أقصد جمال التناقض واختلاف الأشياء ولكن مع ذلك يكمن الجمال. |
| Sağ elimdeki parmak sayısının sol elimdekine eşit olduğunu söylerken neyi kastediyorum? | TED | ماذا أقصد عندما أقول أنني أملك نفس عدد الأصابع في يدي اليمنى كما هو الحال في يدي اليسرى؟ |
| Lejeune'u öldürdükten sonra tavşan gibi kaçtığını kastediyorum. | Open Subtitles | أقصد انك هربت مثل الأرنب بعد ان قتلت ليجين قتلت ليجين؟ |
| Büyük evini değil. Sahildekini kastediyorum. | Open Subtitles | كلا لم أقصد المنزل الكبير أقصد في الشاطئ |
| Hayır, gerçekten izlemeyi kastediyorum Baştan sona, adım adım. | Open Subtitles | كلا أعنى تغطيته بالفعل من البداية للنهاية ميل بميل |
| Teğmen Miura'yı kastediyorum. | Open Subtitles | وأنا أشير هنا إلى الملازم مايورا |
| Tatlı, zeki bir memeli için her şeyi yaparım. Seni kastediyorum. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء لثديّ جميل وذكي ، أقصدك أنتي |
| Dostlarım, seyahatinizin burada bitmesine hiç gerek yok. Seyahat derken hayat yolculuğunuzu kastediyorum. | Open Subtitles | ليس ضرورياً أن تنتهي رحلتكما هنا، وأعني حياتكما تحديداً. |
| Tamamıyla seni kastediyorum. | Open Subtitles | أنا أعنيك بالطبع |
| Zamandan bahsederken, dördüncü boyutu kastediyorum. | Open Subtitles | انا عندما اتحدث عن الوقت اننى اشير إلى البعد الرابع |