| Seni kastetmiyorum, Becky. Biliyorum senin metabolizman yavaş çalışıyor. | Open Subtitles | لا أقصدك يا بيكي، أعلم أنك تعانين من بطء التمثيل الغذائي. |
| Öyle çok yalan var ki. Ve sadece seni kastetmiyorum. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأكاذيب ، ولا أقصدك أنت فقط |
| Seni kastetmiyorum, Otis. | Open Subtitles | ولا أعنيك أوتيس |
| Seni kastetmiyorum, Otis. | Open Subtitles | ولا أعنيك أوتيس |
| Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum, Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin. | TED | الآن، لا أعني فقط الصوت، أنا أعني السماع حقاً لذلك الرعد داخل نفوسنا. |
| Şimdi, yozlaşma diyerek Kongre üyelerinin arasında gizli bir şekilde el değiştiren kese kağıdı içindeki parayı kastetmiyorum. | TED | الآن، أنا لا أقصد بالفساد الحقائب الورقية المملوءة بالمال التي يخفيها اعضاء الكونغرس. |
| Ve bundan büyücüleri ve ejderhaları kastetmiyorum, Kastettiğim çocukça bir sihir, çocukken hepimizin sahip olduğu fikirler. | TED | ولا أعني السحرة والتنانين أقصد نوع سحر الطفولة، تلك الأفكار التي حملناها ونحن أطفال. |
| Şey dört ayağının üzerinde koşup, dolunayda uluyacağını kastetmiyorum fakat bu saçma durumda kendisine zarar verebilir. | Open Subtitles | أوه أنا لا أَعْني انه سيتَجَوُّل على أربع أرجل و يعِوي في ضوء القمرِ لكن في مثل هذا الحالةِ المُشَوَّشةِ التي قَدْ يؤذي فيها نفسه وربما أناس آخرون |
| Hakikate veya sebeplere veya verilere karşı aptallığı veya çaylak kayıtsızlığını kastetmiyorum. | TED | لذا فأنا لا أقصد البلادة، لا أقصد اللامبالاة اتجاه الحقيقة أو العقلانية أو المعطيات. |
| "Cehalet" kelimesini, elbette kısmen de olsa bilinçli bir şekilde tahrik etmek için kullanıyorum, çünkü cehaletin çok fazla kötü çağrışımı var ve bunların hiçbirini kastetmiyorum. | TED | وأستعمل الآن كلمة ''جهل''، بطبيعة الحال، متعمدا أن أكون مستفزا بشكل ما، لأن الجهل يملك الكثير من الدلالات السلبية وبالتأكيد لا أقصد أي من تلك الدلالات. |
| Bozuk maalesef ama baba. Yüksek mevkidekiler, seni kastetmiyorum ama bazıları reziller. | Open Subtitles | ان الأمر فاشل مع ذلك يا أبي, بسبب أشخاص أعلى, لا أقصدك أنت ولكن البعض |
| Seni ya da annemi kastetmiyorum. | Open Subtitles | - نعم، حين يُغضبني الناس. لا أقصدك ولا أقصد أمّي. |
| Hayır, yüzünü kastetmiyorum. Seni kastediyorum. | Open Subtitles | كلا، لا أقصد وجهك يا رجل، بل أقصدك أنت. |
| Seni kastetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقصدك بكلامي |
| İnan bana, seni kastetmiyorum. | Open Subtitles | وصدقني, أنا لا أقصدك. |
| Seni kastetmiyorum, kesinlikle. | Open Subtitles | من الواضح أني لا أعنيك أنت |
| Sadece seni kastetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعنيك أنت فقط |
| Seni kastetmiyorum, kesinlikle. | Open Subtitles | من الواضح أني لا أعنيك أنت |
| Tacizci derken sadece kadınları döven erkekleri kastetmiyorum. | TED | وعندما أقول مسيئون، لا أعني فقط الرجال الذين يضربون النساء. |