| katilden başka hiç kimsenin o örneği bırakmasının bir yolu yok. | Open Subtitles | ولا يمكن لأي احد اخر ان يترك هذا الدليل سوى القاتل |
| Bunun yerine, Lula'yı bu katilden nasıl kurtaracağını düşünmelisin. | Open Subtitles | وتبدأ القلق بشان تخليص لولا من هذا القاتل |
| katilden koparmış olmalı. Monk, unut bunu. Çıkmaz sokak. | Open Subtitles | لابد انه مزقه من القاتل مونك انسى ذلك انها نهاية ميتة |
| Hızlı bir yargılamanın ardından şaşırtıcı bir şekilde serbest bırakılan bir katilden. | Open Subtitles | الانتقام من القاتل الذي هرب مسرعا و بعد ذلك تم إطلاق سراحه بعد المحاكمة |
| Senden eski sevgilimi maskeli katilden kurtarmanı isteyemezdim ki. | Open Subtitles | انظر، ليس وكأنّي كان يمكنني طلب عونك بإنقاذ خليلي السابق من قاتلٍ مقنّع. |
| Saçmaların dağılması için katilden kurbana kadar yeterli mesafe var. | Open Subtitles | مسافة كافية من الضحية للقاتل كي يتنشر المدفع |
| Polisten çok katilden bilgi alıyoruz. | Open Subtitles | حصلنا على معلومات اكثر من القاتل وليس من الشرطة. |
| İlk cinayette katilden birkaç saç teli bulduk laboratuvar sonuçları yakında gelir. | Open Subtitles | لقد وجدنا بعضاً من شعر القاتل في الجريمة الأولى ، وستصلنا نتائج تحليلها قريباً |
| O yüzden, bu Water Caddesi Kasabı karakterini oluşturdu ki bu meçhul katilden duyulan korku yatışsın. | Open Subtitles | ـ لذا ، خلق لنفسه شخصية سفاح وواتر ستريت ـ ليخفف من حدة خوف هؤلاء الناس عن ذلك القاتل المجهول |
| Haskell'in avukatları, cinayetlerin... tek bir katilden fazlasının işi olduğunu iddia etmeye niyetleniyorlarmış. | Open Subtitles | ان هذا القاتل لابد انه قتل اكثر من ضحية واحدة |
| Piç, düne kadar gözün bu seri katilden başka bir şey görmüyordu şimdi ise sanki sikinde değilmiş gibi. | Open Subtitles | أيها الوغد ، أنت من صدّع رؤوسنا بهذا القاتل المتسلسل والآن تتخلّى عنه |
| Tahminimce bu izler katilden gelmiş olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنّ تلك الحراشف قد جاءت من القاتل 662 00: 38: 18،299 |
| İçindeki yaratığı çıkarmadan bu seri katilden kurtulma seçeneğine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن خيار التخلّص من القاتل المتسلسل قبل أن يظهر وحشه للسطح؟ |
| onların sadece beyaz fiber olduğunu sanmıştım. katilden kurbana bulaştığını. | Open Subtitles | أعتقدتأنهافقطأليافبيضاء أنتقلت من القاتل للضحية |
| katilden bulaşmış olabilir infaz yerine giderken. | Open Subtitles | يمكن أنّ القاتل قد نقله إلى قميصها عندما نقلها إلى موقع القتل. |
| Onun elbiselerinden değilse belki katilden düşmüştür. | Open Subtitles | حَسنًا، إذا لم تأني من أحد فساتينها إذن ربّما القاتل تَعقبها للداخل |
| Ama bunun dışındaki sürüklenme acımasız, öfkeli bir seri katilden kurtulan tek kişi olmak set üzerinde tam bir gerçek şov gibi görünecek. | Open Subtitles | لكن الزحف خارج هذا الناجية الوحيدة من القاتل المتسلسل الوحشي و الهائج خلال إعداد برنامج واقعي |
| Ve onu bahçede gördüm şu katilden kaçan kızı. | Open Subtitles | ..وأنا رأيتها في الزقاق تلك الفتاه التى أفلتت من القاتل |
| Hayır ama eğer katilden geldiyse bu durumda katil orta yaşlı ve uzun beyaz saçlı bir erkek omalı. | Open Subtitles | أجل لكن لو كان من القاتل فهذا سيجعله رجل في خريف العمر بشعر رمادي طويل |
| Ayrıca asmak için kullanılan halatı da inceliyorum. katilden DNA geçmiş olabilir. | Open Subtitles | وأنا سأفحص حبل المشنقة، قد يكون هناك بعض من حمض القاتل النووي هناك أيضا. |
| İnsanlara bir seri katilden beklediklerini vermeli. | Open Subtitles | أعطِ الناس ما يريدونه من قاتلٍ متسلسل |
| Bebe, Angel'ın ilgi çekici, çalıntı rolüyle, acımasız öfkeli bir seri katilden kurtulan tek kişi olarak her zamankinden daha ünlü biri oldu. | Open Subtitles | بيبي ستصبح مشهورة اكثر من ذي قبل الآن بعد أن سرقت دور أنجل المثير كونها الناجية الوحيدة للقاتل المجنون |
| Şimdiyse onun için bir katilden ibaretim. | Open Subtitles | والآن لا تراني إلّا قاتلًا |