| Kalan katlar ise boşaltıldı. | Open Subtitles | تم تفكيك الطوابق تبقى الاحتياجات الأساسية |
| Yönetim 3, 7 ve 11 katlar için... fazladan bir kaç kat daha boya istediklerini söyledi. | Open Subtitles | الإدارة تقول أنها تريد طبقتين أخرى من الطلاء في الطوابق 3 و 7 و 11 |
| Yenileme çalışması varmış. Yani bütün katlar dolu değil. | Open Subtitles | المبنى تحت التجديد، لذا لم تكن جميع الطوابق مشغولة. |
| Ama ikiye katlar ve bağlarsan yutması çok daha kolay olur. Mesela bir istiridyenin içinde. | Open Subtitles | إذا كنت قد أضعاف ذلك بطريقة أو بأخرى على وربطة عنق مثل هذا، سيكون من الأسهل كثيرا على ابتلاع. |
| katlar düzensiz, beni rahatsız eden bu. | Open Subtitles | الطبقات غير مرّتبة ،هذا ما كان يزعجني. |
| Asansör hala katlar arasında bloke olmuş durumda. | Open Subtitles | المصاعد لا زالت محجوزة في المستويات وماذا عن المزرعة؟ |
| 12 tanesi alt katlar, 8 tanesi üst katlar için. | Open Subtitles | عدد 12 للطوابق السفلية وثمانية لبقية الطوابق |
| Muhtemelen üst katlar temizlendikçe açılmıştır. | Open Subtitles | يبدو أنه يُفتح لأبعد عندما يتمّ اجتياز الطوابق العليا |
| Geçen bir travesti girmiş ama bir şey yapmadan katlar arasında dolaşmış o da. | Open Subtitles | في آخر مرة دخل متحول جنسياً و كان تجول في الطوابق فحسب |
| Yoksa katlar arasında sıkışıp kalabilirsiniz. | Open Subtitles | وهذا من الممكن أن يجعلكما عالقين بين الطوابق |
| - Diğer bütün katlar kilitli olduğu için burada kaldık değil mi? | Open Subtitles | نحن بالأسفل هنا لأن كل الطوابق الأخرى مغلقة. نعم. |
| Yer altındaki bütün katlar havaya uçar ve SD-6'nın Los Angeles biriminin var olduğuna dair bütün kanıtlar yok olur. | Open Subtitles | كل الطوابق الموجودة بالاسفل ستنهار, دافنة أى دليل على أن خلية لوس أنجلوس اس دى-6*لم تكن موجودة أبداً*. |
| Tekrar ediyorum, üst katlar karantina altına alınacak. Olduğunuz yerde kalın. | Open Subtitles | أكرر ، أن الطوابق العُليا تحت الحجر |
| Hamilelik bu riski ona katlar. | Open Subtitles | والحمل يزيد خطورة ذلك عشرة أضعاف |
| Adamın malvarlığı Sancorp'u üçe katlar. | Open Subtitles | إنه أكبر من سانكروب بثلاثة أضعاف |
| Şu anda akıyor, eğer oraya ulaşırsa, Çernobil'i üçe katlar. | Open Subtitles | الآن بعد أن نزَ َّسيصل إلى هنا ، مسببا كارثة "تشيرنوبل" بثلاثة أضعاف |
| katlar tamamen karışmış. Beni rahatsız eden buymuş. | Open Subtitles | الطبقات غير مرّتبة ،هذا ما كان يزعجني. |
| katlar. | Open Subtitles | الطبقات. |
| Elektrik kesildiğinde bir şekilde alt katlar dolmaya başladı. | Open Subtitles | عندما توقّفت الكهرباء المستويات السفلى بدأت في الامتلاء. |
| Herkes kendi paraşütünü katlar. | Open Subtitles | الرجل كان يطوي مظلته الخاصة |
| Kime sorsan onları senin için katlar. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك لو سألت أحدهم لساعدك في طي هذه الثياب. |
| "Katlı Pasta" teorisine göre yangın, çeliği tamamen eritmese de yeterli derecede ısıtarak uçağın çarptığı katları zayflatır ve bu katlar çelik kolonlardan kurtularak bir zincirleme reaksiyon başlatırlar. | Open Subtitles | سَخنَ بما فيه الكفاية لتسبّب الطوابقِ ضعيف بضرباتِ الطائرةَ للفَلْت مِنْ الأعمدةِ الفولاذيةِ، وهذا بَدأَ a تفاعل متسلسل. لذا، أنت تَتوقّعُ ثمّ مِنْ تلك النظريةِ، أَيّ النظرية الرسمية؟ |