| Nefes almanın zor olduğu o anlarda, adeta elle tutulabilir, muazzam bir karanlığın içine dalmıştık. katranın içinde yürümek gibiydi. | TED | وفي غمضة عين، غرقنا جميعنا في ظلام حالك، وقد كان محسوساً، ماتخيلته عن شكل الخوض داخل القطران. |
| Rafine edilmemiş soğuk katranın akmazlığı 250,000 derecedir. | Open Subtitles | القطران الغير مصفى لديه درجة لزوجة تصل الى 250000 |
| Rafine edilmemiş soğuk katranın akmazlığı 250,000 derecedir. | Open Subtitles | القطران الغير مصفى لديه درجة لزوجة تصل الى 250000 |
| O katranın içinde belini yanlış bir şekilde büküp felç olma riskini alacak kadar mı iyi? | Open Subtitles | على ما يرام. غرامة بما فيه الكفاية لخطر التواء بأس في ذلك القطران ويختتم بالشلل؟ |
| Belki katranın içinde giyeceğin bir şeyler uydurabiliriz. | Open Subtitles | نحن قد تكون قادرة على رصف معا شيء بالنسبة لك لارتداء في القطران. |
| 20 litrelik su bidonu iş görür fakat o katranın plastiği eriteceğini... | Open Subtitles | ومن شأن زجاجة المياه خمسة جالون يصلح، ولكن يجب أن نفترض أن القطران |
| Beth'in katranın içinden kendi çıkması lazım. | Open Subtitles | بيت سوف تضطر إلى الذهاب من خلال القطران. |
| Bu, katranın içindeki yakıcı asidin bedenine temasını kesecek. | Open Subtitles | هذا سيوقف حمض الكاوية في القطران من دخول الجسم. |
| katranın içinde kalmış... | Open Subtitles | إنها عالقة هناك في القطران |