| Hem, mangolu meyve suyumu da ona harcadın şimdi de benimle kavga ediyorsun! | Open Subtitles | أوّلاً: لقد ضيّعت عصير المانجو عليها و الآن أنت تتشاجر معي. ما الذي تقولينه يا أميّ؟ |
| Herkesle durmadan kavga ediyorsun. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ أنت تتشاجر مع الجميع |
| Çocuğun sekreteri ile mi kavga ediyorsun? | Open Subtitles | هل هو مساعد الصبي الذي تتشاجر معه؟ |
| Önce o deli kadın ile geri dönüşüm için kavga ediyorsun, seni uyarmama rağmen Sonra ne? | Open Subtitles | .. في البداية تتشاجرين مع امرأة مجنونة بشأن إعادة التكرير وقد أخبرتكِ ألا تفعلي وخمّني ماذا الآن؟ |
| Aptal kıyafetler yüzünden benimle kavga ediyorsun! | Open Subtitles | أنتِ تتشاجرين معي لأجل ثوب أحمق |
| Güzel, kavga ediyorsun demokrasi için dünyayı güvende tutuyorsun. | Open Subtitles | أنت تحارب تلك المعركة جيدة تصنع السلامةَ العالميةَ للديمقراطية |
| Altı yaşından bu yana diğer çocuklarla kavga ediyorsun. | Open Subtitles | حتـّى حينما كنت في السادسة من العمر كـُنت تتعارك مع الفتيان الآخرون |
| Ne için kavga ediyorsun? | Open Subtitles | تتشاجر من اجل ماذا؟ |
| - Neyle kavga ediyorsun? | Open Subtitles | - تتشاجر عن ماذا؟ |
| - Hayır, konuşmuyorsun. Hep benimle kavga ediyorsun. | Open Subtitles | -كلّا، أنت تتشاجر معي فحسب |
| Ve hâlâ benimle kavga ediyorsun. | Open Subtitles | -ومن ثم تحبين أن تتشاجرين معي |
| Bana bakma. Bir kızla kavga ediyorsun. | Open Subtitles | لا تنظر لي، أخّي أنت تحارب فتاة |
| Benimle kavga etmiyorsun, kendinle kavga ediyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تتعارك معي، إنما مع نفسك |
| Oyun oynarken kavga ediyorsun, bisiklete binerken kavga ediyorsun. | Open Subtitles | تتعارك في أرض الملعب ! وفي كـُل مكان في الخارج |