| Aşama II, kayıtsız şartsız teslimiyetle son bulur. | Open Subtitles | المرحلة الثانية يتم حلها بالاستسلام الغير مشروط |
| Atom bombasından sonra Japonya kayıtsız şartsız teslim oldu. | Open Subtitles | إستسلمت اليابان بدون شروط بسبب القنبلة الذرّية |
| Sevecenlik, ki ben bunu kayıtsız şartsız âşk olarak tanımlıyorum Jedi hayatının merkezi. | Open Subtitles | المحبة ، وهي ما أحدده بأنه حب غير مشروط فهي أساسية في حياة الجيداي |
| Tanrı'nın kayıtsız şartsız sevgisine inanmak istemediğimiz için bütün bunlar. | Open Subtitles | هل السبب هو رفضنا للإيمان بحب الرب غير المشروط لنا |
| Ailemi kayıtsız şartsız dışladığınızda, | Open Subtitles | عندما تبرئين عائلتي دون قيد أو شرط |
| Yani beni kayıtsız şartsız seviyorsun ve her zaman benim çıkarlarımı gözetirsin. | Open Subtitles | أنا أعني أنك تحبني بلا شروط و دائما تعطي الأولوية لمصالحي في قلبك |
| kayıtsız şartsız sevgi fikri Diş Perisi ya da doğayla dost kuru temizlemeyle aynı kefede. | Open Subtitles | فكرة الحب الغير مشروط هي غريبه مثل فكرة جنيه الأسنان أو التنظيف الجاف صديق البيئه |
| Onlar sadece, kayıtsız, şartsız aşkla dolu küçük mucizeler. | Open Subtitles | إنهم تلك المعجزات الصغيرة ممتلئة بالحب الغير مشروط |
| Hiç sana kayıtsız şartsız destek verecek biriyle birlikte çalışmanın nasıl bir şey olacağını düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرتي أبدًا كيف سيصبح الأمر عندما تعملين لشخص يُعطيكي كامل دعمه الغير مشروط |
| kayıtsız şartsız geri çekilmedikçe bizi dikkate almayacaklarmış. | Open Subtitles | لن ينظر إلى أي من شكوانا حتى يتم الإنسحاب بدون شروط |
| Biliyorsun, seni kayıtsız şartsız seven birisi vardı. | Open Subtitles | اتعلمي , لقد كان معكِ شخص يحبك بدون شروط |
| Springfield Kalesi, kayıtsız şartsız teslim oluyoruz! | Open Subtitles | يا جيش (سبرنغفيلد) ، نحن نستسلم بدون شروط |
| Bunu sana bildirmekten üzüntü duyuyorum ama sana olan sevgim kayıtsız şartsız. | Open Subtitles | أنا آسفه لاعلامك أن حبي لك حب غير مشروط. |
| Amerikalıların kayıtsız şartsız teslimiyet gibi önemsiz bir şeyin iyi bir savaşı engellemesine izin vermeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأميركيين لم يكونوا ليدعوا شيئاً تافهاً كإستسلام غير مشروط ليقف في طرق حرب جيدة |
| 15 Ağustos 1945'te, Japonya kayıtsız şartsız teslim oldu. | Open Subtitles | في 15 أغسطس 1945 أعلنت اليابان استسلامها غير المشروط |
| Ve ben ... Ve ben onaylıyorum kayıtsız şartsız. | Open Subtitles | وأنا الموافقة عليه دون قيد أو شرط! |
| Gereksindiğin herşey için kayıtsız şartsız yardımcın olacağım. | Open Subtitles | سأكون حليفك بلا شروط لأيّ شئ تحتاجينه |
| Çocuklarımızın bize kayıtsız şartsız hayran olmalarını sağlayan bir güzellik. | Open Subtitles | الجمال الذي يجعل أبناءنا يعجبون بنا بدون أية شروط |
| Zafere olan kayıtsız şartsız inançları eminim ki bu açığı telafi edecektir. | Open Subtitles | ايمانهم اللامحدود بالنصر النهائي يعوّض عن ذلك |
| Patronunuz bu gemideki tüm erkek ve kadınları öldürmeye çalıştı ve siz kayıtsız şartsız teslim mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | رئيسك حاول قتل كل رجل و إمرأة على متين غواصتي و الأن تريدينني أن أستسلم من دون شروط |
| Ama o ucube beni kayıtsız şartsız seviyordu. | Open Subtitles | لكن غريب الأطوار هذا أحبّني دون قيد |