| Caddeden aşağı kayarken kontrolü kaybetmeye başlıyor. | Open Subtitles | يتزحلق على الطريق ويفقد السيطرة. |
| Bu gece Richard Hammonnd'ı bir bardak kahve alırken James May'i karda kayarken izleyeceğiz. | Open Subtitles | الليله, (ريتشارد هامود) يشتري كوب من القهوه جيمس ماي) يتزحلق على الثلج) - انا اكره الثلج - |
| Ve bu da, Billy gölette kayarken. | Open Subtitles | وتلك لـ(بيلي) وهو يتزحلق في البركة (في مكان نشأة (ميشيل |
| "Kernston Plastik Göğüs Ucu Fabrikası"nın arkasındaki tepeden kayarken. | Open Subtitles | نتزلج على تل كبير وراء مصنع كيرستن مصنع زجاجة الرضاعات |
| bir yıldız kayarken dilek tutarsan... gerçekleşirmiş. | Open Subtitles | انه اذا احد تمنى شيئا عند رؤيه الشهاب سوف تحصلين عليه |
| Sakal bırakıp, yıldızlar kayarken dilek tutmak bu gerçeği değiştirmeyecek. | Open Subtitles | وإطالة اللحية، والتمني عند سقوط النجوم لن يغيّر ذلك |
| Gecenin yarısı, seni belediyenin önündeki donmuş kaldırımda kayarken toplamıştık. | Open Subtitles | في منتصف الليل، جئناك وأنت تتزحلق على الرصيف المثلج أمام البلدية |
| Sanırım zehirli yemek atıklarının arasında insandan hokey pakı gibi kayarken... | Open Subtitles | أعتقد انه عندما كنا نتزلج كرات لعب الهوكى فى فضلات الطعام المسمم |
| biliyor musun? eğer yıldız kayarken dilek tutarsan. | Open Subtitles | يقال اذا تمنى احد شيئا عند رؤيه الشهاب. |
| Bir keresinde yıldız kayarken bisiklet dilemiştin. | Open Subtitles | تمنّيتِ يوماً دراجةٍ عند سقوط النجم |
| Pistteki kızlar seni kayarken gördü, onlar bilmiyor. | Open Subtitles | البنات في ساحة التزحلق رأينك تتزحلق إنهم لا يعرفون |