| - Zaman kaybıydı. - Bizi deli sandı. | Open Subtitles | كان هذا مضيعة للوقت أظنه اعتقد أننا مجانين |
| - Çok büyük zaman kaybıydı. - O kadar kötü geçmiş olamaz. | Open Subtitles | لقد كان مضيعة للوقت - لا يمكن ان يكون ذلك سيئا - |
| Spermci doktora gitmek zaman kaybıydı. | Open Subtitles | مضيعة للوقت اذن الَذْهابُ إلى ذلك طبيبِ الحيمنِ. |
| Gerçeği söylemek zaman kaybıydı çünkü kimse gerçeği duymak istemiyor. | Open Subtitles | محاولة قول الحقيقة هو مضيعةٌ للوقت لأنّه لا يوجد من يريد الحقيقة. |
| - Zaman kaybıydı. - Ne büyüsü kullanıldığını biliyorum. | Open Subtitles | ــ لقد كان مضيعة للوقت ــ عليَ أن أعرف ماذا كانت تلك التعويذة |
| Zaman kaybıydı ama, okuldan daha iyiydi | Open Subtitles | لقد كان مضيعة للوقت لكنّه كان أفضل من المدرسة |
| Bu Ringo'nun şarkı yazmasından bile daha büyük bir zaman kaybıydı. | Open Subtitles | هذا مضيعة للوقت اكثر من كتابة اغنية رينجو. |
| Alığım en yüksek eğitim, Ziraat Fakültesinde iki yıl ve sanırım o da tamamen zaman kaybıydı. | Open Subtitles | والتعليم العالي الذي تلقيته كان مجرد سنتين في كلية الزراعة، وكان هذا مضيعة للوقت. |
| O, o zaman da zaman kaybıydı, şimdi de zaman kaybı. | Open Subtitles | لقد كانت مضيعة للوقت حينها و هي كذلك الآن |
| Seni yaşatmak belki de bir enerji kaybıydı. | Open Subtitles | اعني . ربما كان انقاذ حياتك مضيعة لطاقتي |
| Peki, ya bu tam bir zaman kaybıydı ya da hayatım boyunca her yıl sorgulanacağım. | Open Subtitles | حسناً ، إما هذا مضيعة للوقت أو أنني سأُدقق كُلَ شيء سنوياً لبقية حياتي |
| Bu bir zaman kaybıydı, kardeşim. | Open Subtitles | هذا كان مضيعة للوقت , أخي , أنها فقط مسألة |
| Derse girmek zaman kaybıydı. Ben de internetten takip etmeyi tercih ettim. | Open Subtitles | المادة كانت عبارة عن مضيعة للوقت , انتهى بي المطاف متابعا على النسخة المتوفرة على الانترنت باقي الفصل |
| Bu gezi tam bir vakit kaybıydı, bu yüzden akşamı mahvettiğin için seni suçlamayacağım. | Open Subtitles | هذه الرحلة كانت مضيعة للوقت لذا لن ألومك على افساد هذه الليلة |
| Seansımız eğlenceliydi ama senin için vakit kaybıydı. Benim için de öyle. | Open Subtitles | السجائر، بالرغم من متعتها هي مضيعة لوقتك ووقتي |
| Ama hiçbir şey bulamadık. Vakit kaybıydı. | Open Subtitles | لكنّنا لمْ نعثر على أيّ شيء وما كان سعينا إلّا مضيعة للوقت |
| Zaman kaybıydı resmen. | Open Subtitles | هذا مضيعةٌ للوقت |
| Tam bir zaman kaybıydı. | Open Subtitles | مجرد تضييع للوقت |
| Zaman kaybıydı. | Open Subtitles | لقد كان ذلك إهدار للوقت. |
| Bana göre, savaş tam bir zaman kaybıydı. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الحرب كانت مجرد مضيعةً للوقت |
| Evet, vakit kaybıydı ve daha fazla yapmak istemedim. | Open Subtitles | نعم لقد كان مضيعه للوقت وأنا فقط لا أريد أن أفعل هذا بعد الآن |
| Onu buraya getirmek zaman kaybıydı. | Open Subtitles | هو كَانَ مَضيَعَة للوقتِ جَلْبها هنا. |
| Zaten yardımını falan istemiyorum. Keşke seninle hiç tanışmasaydım. Seninle geçirdiğim her bir an benim için tam bir vakit kaybıydı. | Open Subtitles | لم أعُد أريد عونكِ، أتمنّى لو لم أقابلكِ كلّ لحظةٍ قضيتها معكِ كانت مضيعةٍ للوقتِ |