| Oyunu nasıl oynadığın değil, kaybedip kazanmak önemlidir. | Open Subtitles | لا يهم كيف تلعب مهما يكن سواء تربح أو تخسر |
| Bir saat kaybedip, bir saat kazanıyorsunuz... | Open Subtitles | الباسيفيك ، الجبال الوسطي ساعه تخسر ، وساعه تكسب |
| Ruhumu seninle kaybedip tekrar canavar olmamı söylediler. | Open Subtitles | لقد طلبت منى أن أفقد روحى فيكى و أصبح وحش ثانية |
| Şimdi kontrolümü kaybedip seni öldürmeden mülkümden defol. | Open Subtitles | والآن غادر أملاكي قبل أن أفقد السيطرة وأقتلك |
| Peki, ölmeden önce neden inançlarını kaybedip o şeye tapmaya başlıyorlar? | Open Subtitles | لكن لماذا يفقدون إيمانهم قبل موتهم و يبدأون في عبادته ؟ |
| Büyüdükçe sürece yatırım yapma yeteneğini kaybedip sonuca yatırım yapmaya başlıyoruz. | TED | فيما نتقدم في العمر، نفقد القدرة على الاستثمار في العملية، ونبدأ الاستثمار في النتائج. |
| Tüm paranızı kaybedip kaz gibi yolunduysanız dert etmeyin. | Open Subtitles | وإن كنت تعود لمنزلك خاسرًا فلا تحزن |
| Ben de sürekli kaybedip mızmızlanmanı seyretmekten hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | و انة ليس من الممتع لى ان اشاهدك دائماً تخسرين |
| Ondan bir hafta sonra da bilincini kaybedip komaya gireceksin. | Open Subtitles | وبعدها بأسبوع ستفقدين وعيك وتدخلين في غيبوبة |
| Zayıflar ise herşeylerini kaybedip sürgün olacaklar. | Open Subtitles | الضعفاء سيخسرون كل شيء و سيُعاملون بإحتقار |
| Bir saat kaybedip bir saat kazanırsın. | Open Subtitles | الباسيفيك ، الجبال الوسطي ساعه تخسر ، وساعه تكسب |
| Benden izin almadan diş kaybedip yenisini çıkarmak yok tamam mı? | Open Subtitles | لن تخسر كلتيهما ولن تنمو ولو قليل من دون موافقتي |
| İşini kaybedip sınırdışı edilmekten korktu. | Open Subtitles | لقد كانت خائفة من أن تخسر عملها و يتم ترحيلها |
| Yerinde olsam, teşekkür eder ve ben sakinliğimi kaybedip seni baroya şikayet etmeden önce çıkıp giderdim. | Open Subtitles | لوكنتُ مكانك لوددت أن أقول شكرأ وأخرج من هنا قبل أن أفقد كرمي وأقدم بلاغ لتمثل أمام المحكمة |
| Tekrar kontrolümü kaybedip, tekrar birine zarar vereceğim. | Open Subtitles | سوف أفقد السيطرة مجددًا وسيتعرض أحد للأذى جراء هذا مجددًا |
| Kontrolümü kaybedip bir cinayet cümbüşü yaratırım tıpkı bu ayakkabıları giyen son kişi gibi. | Open Subtitles | أفقد التحكم في نفسي وأنغمس في القتل كآخر شخص يضع الحذاء |
| Bu beni hep güldürür, yani insanların kendi hakimiyetlerini kaybedip doğal olduklarını söylemeleri. | Open Subtitles | إنه دوماً يُضحكني عندما أرى رجال يفقدون ضبط النفس و يقولون دوماً إنهم طبيعيون. |
| Bazıları taleplerini karşılayamıyor adeta motivasyonunu ve umudunu kaybedip başarısız olduklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | لا يسطيعوا تلبية طلباته بعض الناس يفقدون محفزاتهم و يفقدون الأمل , يعتقدون أنهم فشلوا |
| Sinyali kaybedip duruyoruz, ama duydunuz, değil mi? | Open Subtitles | إننا نفقد إشارة الإرسال باستمرار, ولكنك سمعتها, صحيح؟ |
| En kötü senaryo rehineleri kaybedip Çin ile savaşa girmek mi oluyor? | Open Subtitles | الاسوء هو ان نفقد الرهائن و نبدأ حرب مع الصين؟ |
| Tüm paranızı kaybedip kaz gibi yolunduysanız dert etmeyin. | Open Subtitles | وإن كنت تعود لمنزلك خاسرًا |
| Hem aklını kaybedip, hem de işini geri mi aldı? | Open Subtitles | ...تخسرين عقلكِ، ثم يعطوكِ وظيفتك مرة أخرى؟ |
| Sonra da tüm hevesini kaybedip kendini hayatın akışına bırakır ve üniversitede evlenecek birini bulmayı umarsın. | Open Subtitles | قريباً ستفقدين كل الطموح إنك فقط ستنجرفين خلال الحياة على أمل ان يعرض عليك أحدهم درجة مقبول |
| bununla yaşayamam... bu insanların herşeyini kaybedip çocuklarını göremeyecekleri düşüncesiyle. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن هؤلاء الناس الذين سيخسرون بيوتهم وسيصبحون غير قادرين على إطعام اطفالهم |
| Aziz Pavlus sonraki zamanlarda bazılarının inançlarını kaybedip sahtekâr kimselerin peşine düşeceklerini söylemiş. | Open Subtitles | ...قال (بولس الرسول) أنه في الأزمنة الأخيرة يرتد قوم" "عن الإيمان تابعين أرواحا مضلة وتعاليم شياطين |