| Belki biri kaybetmiştir. Bizim dışımızda biri yapmıştır. İşte benimki. | Open Subtitles | ربما احد اضاع مفتاحه مفتاحي هنا كريس اين مفتاحك |
| Bir daha aramadı. Hayır, ama o salak muhtemelen arama parmağını kaybetmiştir. | Open Subtitles | اعرف , لكن الاحمق على الارجح اضاع اصبعة |
| İşte... işte o zaman kaybetmiştir ayakkabısının tekini. | Open Subtitles | وذلك... عندها لابد انه اضاع حذائه عندها |
| Eğer Beckett'ten söz ediyorsan, herhalde bara giderken yolunu kaybetmiştir. | Open Subtitles | إذا كان باكت من تتحدث عنه ، فلا بد أنه ضل الطريق وهو ذاهب للحانة |
| - Yolunu kaybetmiştir. | Open Subtitles | -لقد ضل الطريق, هذه الأمور تحدث . |
| Galler Prensesi Diana, Paris'te geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. | Open Subtitles | (ديانا)، أميرة (ويلز)، لقيت مصرعها بعد تحطم سيارتها في (باريس) |
| Belki de ayaklanmanın etkisiyle kendisini kaybetmiştir. | Open Subtitles | حسناً، في خِضَمِ أعمال الشَغَب رُبما تكونُ قد فقدَت السيطرة |
| Yine kaybetmiştir telefonunu. | Open Subtitles | قد يكون أنه اضاع هاتفه مجدداً |
| - Yolunu kaybetmiştir. | Open Subtitles | -لقد ضل الطريق, هذه الأمور تحدث . |
| Galler Prensesi Diana, Paris'te geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. | Open Subtitles | (ديانا)، أميرة (ويلز)، لقيت مصرعها بعد تحطم سيارتها في (باريس) |
| - Arizona. - Kan kaybettiyse bebek daha fazla kaybetmiştir. | Open Subtitles | (ــ اريزونا) ــ لو فقدَت دماً , فالطفل قد فقد دماً أكثر منها |