| Çünkü o sesi asla unutmayacağım. Beynime kazındı. | Open Subtitles | لأني لن أنسى أبداً صوتها القاسي، إنه محفور في ذاكرتي |
| Ve o zaman yaptığında, Müdür Wilkes'a yaptığı beynime kazındı. | Open Subtitles | و عندما فعل كان ما فعله للسجان ويلكيس محفور للأبد في ذاكرتي |
| Bu asansördeki videoyu o kadar çok izledim ki neredeyse beynime kazındı ama hala ne diyor çözemiyorum. | Open Subtitles | شاهدة فيديو هذا المصعد العديد من المرات وكأنه محفور في ذاكرتي |
| Robot, bana yemek getir, midem kazındı. | Open Subtitles | لقد كان على الشاشة ثم اختفى أنت، أحضر لي بعض الطعام إنني أتضور جوعاً |
| Karnım kazındı. Mutfağı yapma edelim hadi. | Open Subtitles | أنا أتضور جوعاً ساعدني في غزو المطبخ |
| Babamın nasihati kalbime kazındı. | Open Subtitles | قرار الاب محفور في قلبي |
| Hafızama kazındı. | Open Subtitles | إنه محفور في ذاكرتي |
| Bu tarih hafızama kazındı. | Open Subtitles | هذا التاريخ محفور في ذاكرتي |
| Çünkü bu zaten aklıma kazındı. | Open Subtitles | لأنه محفور فى عقلى |
| -Hafızama kazındı. | Open Subtitles | -ذلك محفور في ذاكرتي |
| - Midem kazındı. | Open Subtitles | -حـقاً؟ حسناً، إنني أتضور جوعاً... |