"kazıyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• أحفر
• احفر
• سأحفر

Birçok defa çölde bulundum. Genelde yeri kazıyorum.
لقد كنت بالصحراء لمراتٍ عديدة على الرغم أنني عادة أحفر بالأرض

Çocukluğumdan bu yana çiftliği kazıyorum.
من المزرعة. لقد كنت أحفر واستخرجهم منذ كنت طفل.

Arka bahçedeki çitin altına delik kazıyorum.
أنا أحفر حفرة تحت السياج في الفناء الخلفي

Adımı kazıyorum, sonra da mürekkeple boyayacağım.
أنا أحفر إسمي وبعد ذلك أملأه بالحبر.

Yıllardır tünel kazıyorum bugünden yarına kadarki her anı arıyorum.
لقد كنت احفر الانفاق منذ عقود ابحث في كل لحظة من أمس إلى الغد

Söylemiştim, kazıyorum.
لقد قُلت لك, أحفر طريق للخروج من هُنا

- Hendek kazıyorum. - Ne hendeği?
ـ أحفر خندق ـ لماذا تحفر خندق؟

- Yeteri kadar var işte. Bu kahrolası çukuru niye kazıyorum sandın? Ne bileyim.
حالي ميسور لمَ تظنني أحفر هذه الحفرة؟

Daha büyük çukur kazıyorum.
أنا أحفر الكثير من الحفر الكبيه

Kendi çukurumu mu kazıyorum?
أنا أحفر لنفسي حفرة؟ .. أنا لا

Korkumu bastırıp, kazıyorum.
أخفي الخوف ، وأنا أحفر

Bu deliği niye kazıyorum sanıyorsun?
لماذ تظنينني أحفر هذه الحفرة؟

Kendi mezarımı mı kazıyorum?
هل أحفر قبري بيدي؟

Yüzünü zihnime kazıyorum.
أنا أحفر وجهك في ذاكرتي

İsmimi kazıyorum.
أنا أحفر اسمي ماذا ؟

Pekala. Çukur kazıyorum.
حسناً، أحفر حفراً.

At için mezar kazıyorum.
أحفر قبرا للحصان

Bir kız için delik kazıyorum.
أحفر حفرة لفتاة

Bir kazıcı olarak daha çok kazıyorum, Aşağı doğru,
كحفار احفر عادة في الأسفل في الأرض

Ben hızlı kazıyorum.
أنا احفر بسرعة.

Onun mezarını kazdığını biliyorum. Şimdi ben seninkini kazıyorum. Öptüm
"أعلم بأنّكِ حفرتِ قبرها، الآن سأحفر قبركِ" A"