| Eğer birlikte olmazsak bu oyunu kazanma şansımız da olmaz, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك معـاً فلن تكون لدينا فرصة للفوز باللعبة |
| Bu maçı kazanma şansımız olduğunu düşünmüyorsun herhâlde? | Open Subtitles | لم تكن تظن أننا حقا نملك فرصة للفوز بهذا. ماذا, هذا؟ |
| Davayı kazanma şansımız olması için inşaatı durdurman gerek. | Open Subtitles | اذا كنا نريد فرصة للفوز يجب عليك ايقاف البناء |
| kazanma şansımız olmasını istiyorsak, üçgene almalıyız. | Open Subtitles | الآن إذ كانت لدين دعوة على هذا الشيء علينا أن نثلثها. (فيل)، إبقى حيث أنت تثليث: |
| Yakın dövüşte kazanma şansımız yok. | Open Subtitles | و نحن أي فرصة للفوز في هذا القتال |
| - Koç, kazanma şansımız var. | Open Subtitles | - لدينا أيّها المدرب فرصة للفوز |
| kazanma şansımız hiç yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي فرصة للفوز |
| kazanma şansımız olmasını istiyorsak, üçgene almalıyız. | Open Subtitles | الآن إذ كانت لدين دعوة على هذا الشيء علينا أن نثلثها. (فيل)، إبقى حيث أنت تثليث: |