| - Olayın hiçbir zaman kazanmakla ilgisi olmadı. | Open Subtitles | الٔامر لا يتعلق بالفوز لم يكن لذلك إطلاقاً |
| Oynarken izleme şansım olmadı. kazanmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لم تتح لى الفرصة لرؤيتة لقد كنت مشغولا بالفوز. |
| Bunun kazanmakla değil, işin ucunda ne olduğuyla alakası var. | Open Subtitles | المسألة ليست متعلقة بالفوز وإنما متعلقة بمن المهدد بالضياع. |
| Para kazanmakla ne kadar meşgul olursan ol.... ...dünyanın nasıl döndüğüne bak bir. | Open Subtitles | لا بأس بكسب المال, ولكن انتبه لما يحدث في العالم. |
| Konumuz para kazanmakla ilgili değil. | Open Subtitles | ليس لهذا أي علاقة بكسب الأموال. |
| Sadece Şeytani Bilimler Panayırı'nı kazanmakla kalmayacağım. | Open Subtitles | لن أكتفي بالفوز بمعرض العلوم الشريرة فحسب |
| Vocal Adrenaline de kendininkini kazanmakla meşguldü. Onlar geçen senenin ulusal şampiyonu. | Open Subtitles | الأدرينالين الصوتي كان مشغولا بالفوز لهم. |
| Uyuşturucu savaşlarını kazanmakla meşgul değil mi onlar? | Open Subtitles | الشرطة ، أليسوا مشغولون بالفوز بالحرب ضذ المخدرات |
| Bu kaybetmek veya kazanmakla alakalı değil. Bu kavga ile alakalı. | Open Subtitles | الآمر لا يتعلق بالفوز أو الخسارة أنه بخصوص القتال |
| Hayır, bu turnuva, diğer tüm turnuvalar gibi, kazanmakla ilgili. | Open Subtitles | لا هذه البطولة مثل كل البطولات هي تتعلق بالفوز |
| kazanmakla ilgili ciddi sorunların olduğunu düşünüyor. Seni bu organizasyondan uzak tutmamı istedi. | Open Subtitles | يبدو أنه يعتقد أنك لا تستمتع بالفوز أرادني أن أسحبك من هذا الحدث كله |
| Santranç meselesi bile, kazanmakla ilgili değil. | Open Subtitles | حتى في الشطرنج الأمر ليس متعلقاً بالفوز |
| Biz bölüm yarışmasını kazanmakla meşgulken... | Open Subtitles | خطورة ما نحن بصدد مواجهته. بينما كنا مشغولين بالفوز ، |
| Marge, sevginin kazanmakla hiçbir ilgisi yoktur. İnan bana, biliyorum. | Open Subtitles | (مارج) الحب لا علاقة له بالفوز صدقيني ، أعرف ذلك |
| Dur bir dakika. Bence bu kazanmakla ilgili değil. | Open Subtitles | إنتظر لا أظن الأمر يتعلق بالفوز |
| - Damalı bayrağın kazanmakla ilgisi yok. | Open Subtitles | إختلاف الألوان ليسَ لهُ علاقة بالفوز |
| Babaları, ülke adına madalya kazanmakla bozmuş kafasını. | Open Subtitles | مجنون بالفوز بالذهبية لأجل بلاده |
| Halkın adamı günlük ekmeğini kazanmakla uğraşır. | Open Subtitles | الرجل العادي مشغول بكسب قوته اليومي |
| Çünkü geçimini kazanmakla çok meşgul olmak ben. | Open Subtitles | لأنني مشغولة جدا بكسب عيشي |
| - Bunların para kazanmakla ne ilgisi var? | Open Subtitles | وما علاقة هذا بكسب المال ؟ |
| Larry Ellison, America's Cup'ı kazanmakla meşgul. | Open Subtitles | (لاري إيلسون) مشغول بكسب كأس أمريكا. |