| Salı akşamları patronunun kedisine bakmıyor musun? Alex, yürüyüşe çıksak ya da arabayla dolaşsak iyi gelir belki sana, ne dersin? | Open Subtitles | ألست تهمتين بقطة مديرك في ليالي الثلاثاء ؟ أليكس ، من الممكن أن تشعرين بتحسن اذا ذهبنا للمشي |
| Simon'un kedisine ne yaptın? | Open Subtitles | حسنا ، ما الذي فعلته بقطة سايمون؟ |
| Hayır, o şehir dışında. kedisine bakıyorum. | Open Subtitles | كلاّ، إنّه خارج المدينة أنا أقوم برعاية قطته |
| kedisine banyo yaptırırken bir kaza geçirdi. | Open Subtitles | حادث اثناء تحميم قطته |
| kedisine yaptığım otopsiye. | Open Subtitles | التشريح الذي أجريته لقطته الميتة |
| O kız evliymiş fakat beni kedisine bakıcılığına davet etti. | Open Subtitles | حسناً, إن تلك الفتاة متزوجة لكن أظنها تريد مِنّي أن أجالس قطّتها. |
| Kral! Belki onu Cartman'ın kedisine yaparız. Eyy! | Open Subtitles | رائع، ربما يمكننا فعل ذلك (بقطة (كارتمان |
| Tamam, Simon'un kedisine ne yaptınız? | Open Subtitles | حسناً , ما الذي فعلته بقطة ( سايمون ) ؟ |
| kedisine isim koymuyordu çünkü sevgiyi hak etmediğini düşünüyordu. | Open Subtitles | هي لم تُسمّي قطّتها لأنّها لم تظنّ بأنّها إستحقّت أن تُحبّ |
| Filmde o karakteri Audrey Hepburn oynamıştı. Meğer kedisine bile isim koyamayan ikiyüzlünün tekiymiş. | Open Subtitles | لأنّ (أودري هيبورن) مثّلت الدّور في الفيلم، لكن تبيّن بأنّها كانت كاذبه كبيره لم تستطع حتّى تسمية قطّتها |