| Kemper, annen sana otostopçuları almamanı söylemedi mi hiç? | Open Subtitles | كيمبر ، ألم تقل لك أمك بأن لا تحمل المتشردين ؟ |
| DC Federal Yargı Bölgesinden Yargıç Theodore Kemper'ın çıkardığı mahkeme kararıyla, ben, Dr. Camille Saroyan, Jeffersonian Enstitüsü dahilinde Özel Ajan Augustus Donald Harper'a otopsi yapacağım. | Open Subtitles | سعادتك بأمر رسمي مستند إلى طلب نبش جثة من قبل القاضي كيمبر |
| Yaygındır. Kemper, Bundy, Robert Anderson. | Open Subtitles | امر شائع للغاية كيمبر,باندي.روبرت أندرسون |
| 2005 yılında Adam Kemper'ı kaçıran adam bu değil. | Open Subtitles | أنت محق تماماً هذا ليس الرجل ألذي إختطف آدم كيمبر سنة 2005 |
| - Fritz Kemper. - Peki, hemen buraya çağırın öyleyse. | Open Subtitles | ذاك فريتز كامبر , احضره الي حالا |
| Adam Kemper kaybolmadan bir hafta önce, ailesi evlerini dumanla dezenfekte ettirmiş. | Open Subtitles | عائلة آدم كيمبر قد دخنوا منزلهم فقط قبل إسبوع من إختفائه |
| 2008 yılında, FBI Kemper'ların evini dumanla dezenfekte eden şirketin 35 çalışanıyla da görüşmüş ancak güçlü bir şüpheli ortaya çıkarmada başarısız olmuş. | Open Subtitles | في سنة 2008 قابل مكتب التحقيقات الفدرالي جميع الموظفين والذي عددهم 35 للشركة التي دخنت منزل كيمبر ولكنهم فشلو بألتقاط أي مشتبه به |
| Katil, Jack Lee Kemper, yakalanmış ve kurbanı olabilecek birini kurtarmayı başarmıştık. | Open Subtitles | القاتل جاك لي كيمبر تم إلقاء القبض عليه و تمكنا من إنقاذ أحدى ضحاياه المستقبليات |
| O olayın katili Jack Lee Kemper, tutuklandı ve geçtiğimiz aylarda idam edildi. | Open Subtitles | ذلك القاتل,جاك لي كيمبر تم اعتقاله و تم إعدامه مؤخرا |
| Bu yüzden Kemper'ın ailesini, arkadaşlarını ve tanıdıklarını araştırmalıyız. | Open Subtitles | لذلك يجب أن ندقق في عائلة كيمبر و أصدقائه و شركائه |
| Kemper'ın hayattaki tek akrabası Alaska'da yaşayan üçüncü kuşak kuzeni. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الحي الذي لديه صلة قرابة مع كيمبر هو نسيب من الدرجة الثالثة في ألاسكا |
| Kemper'ın arkadaşı yokmuş. Sosyal becerileri olmayan bir münzevi. | Open Subtitles | كيمبر لم يكن لديه أصدقاء كان منعزلا و بدون مهارات إجتماعية |
| Kemper'ın hayranlarından biri olabilir. Bu adamların her zaman hayranları oluyor. | Open Subtitles | قد يكون أحد عشاق كيمبر هؤلاء المجرمين دائما ما يظهر لهم متتبعين |
| Tabii. Kemper'ı yakalamadan önce bizim ilk şüphelimizdi. | Open Subtitles | بالطبع,لقد كان المشتبه الرئيسي قبل ان نلقي القبض على كيمبر |
| Burada iki dosya var, biri onun yakalanmasıyla diğeri Jack Lee Kemper'ın yakalanmasıyla. | Open Subtitles | هناك مجموعتين من الملفات واحد عن إعتقاله الاخر عن جاك لي كيمبر |
| Bunun Kemper'ın idamıyla bir alakası olmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون الأمر بخصوص إعدام كيمبر إطلاقا |
| Kemper marka kromajlı 22'lik tabanca. | Open Subtitles | إنها عيار " كيمبر " 22 ستة طلقات من الكروم وفوهة إثنان بوصة |
| Ed Kemper gibi, gerçek öfke kaynağına geçmeden önce temsili kurbanlar üzerinde deneme yapıyor. | Open Subtitles | مثل " اد كيمبر ", انه على الاغلب يمارسه على بديلات قبل الذهاب خلف سبب غضبه الحقيقى |
| Rose Kemper mücadeleci biriydi bunu, onun gözlerinden anlayabilirdiniz. | Open Subtitles | كانت (روز كامبر) ناجية سينبثق لكَ ذلك بالنظر إلى عينيها |
| Edmund Kemper ve Andrew Cunanan gibi, onlar için en önemli cinayetlerini sona sakladılar. | Open Subtitles | كما في حالة إدموند كمبر وأندرو كانان |
| Sonuç olarak, Rose Kemper'ın artık korkacak hiç bir şeyi kalmamıştı. | Open Subtitles | ...و نتيجة ذلك كانت (روز كيبر) لم تعدّ تهابُ شيئاً |
| Mariana'yı kurtardın ve Adam Kemper'ın gerçekte nasıl bir insan olduğunu polise anlattın. | Open Subtitles | لقد أنقذت ماريانا وأخبرت الشرطة بحقيقة آدم كيمبير |