| Bak, büyük ihtimalle sen böyle bir şeyi kendi üstünde... | Open Subtitles | من المحتمل لم تقومي... -بتجربة على نفسك... |
| O silahı kendi üstünde kullanmak isteyeceksin. | Open Subtitles | ستريد استخدامها على نفسك |
| kendi üstünde çalışacaksın. | Open Subtitles | كنت تعمل على نفسك. |
| O doktor ara sıra kendi üstünde denesin o zaman. | Open Subtitles | حسناً ، على ذلك الدكتور أن يجرّبه على نفسه في وقت ما |
| Belki de bu adam düşüncesizce deneyi kendi üstünde uygulayan şimdi de insan etiyle beslenen bir canavara dönen baş genetik uzmandır. | Open Subtitles | ربما هذا الرجل مدير قسم الوراثة الذي أجراها على نفسه بتهور والأن تحول إلى قبيح يتغذى على اللحم البشري |
| Testleri kendi üstünde yapıyordu. | Open Subtitles | إنه يقوم بالاختبار على نفسه إنه الأساس |
| Güneş lekelerinin bunu yapabileceğini biliyoruz. bu sayede bir solucan deliği kendi üstünde geri gidebilir ve zamanda hareket edebilir. | Open Subtitles | نحن نعلم أن الاشعاع الشمسي يستطيع القيام بذلك لأن الممر الدودي يتحلق حول نفسه ويتحرك خلال الزمن |
| - Sence kendi üstünde mi denedi? | Open Subtitles | أتعتقد بأنه إختبرها على نفسه ؟ -أعتقد ذلك |
| Hayır, silah değil; çünkü Eli kendi üstünde kullandı. | Open Subtitles | لا، إنه ليس سلاحا، ﻷن (إيلاي) استعمله على نفسه |
| Evet, ama kendi üstünde geriye gitmedi. | Open Subtitles | نعم، ولكنه لم يتحلق حول نفسه |