| Justin'in onun olduğunu, buraya Kendi isteği ile geldiğini, kimsenin onu zorlamadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنه هنا وبأنه جاء بإرادته لم يجبره أحد |
| Ve Kendi isteği ile gelip, olayı bildirmek istemiştir. | Open Subtitles | وقد جاء بإرادته للإبلاغ عن الحادثة |
| Kendi isteği üzerine geldi. | Open Subtitles | لقد أتى بإرادته |
| Dediğim gibi Lucifer belki kontrolü elinde tutabilir ama Cass Kendi isteği ile dönmek istemeyebilir. | Open Subtitles | .. مثلما قلت قد يكون (لويسفر) هو المسيطر الآن لكن (كاس) قد لا يعود بإرادته |
| Stern Kendi isteği ile gitti. | Open Subtitles | لقد غادر (ستيرن) بإرادته |