| Evet, bir kerelik kibar ol. Dışarı çıkmadan önce dinlenmem lazım. | Open Subtitles | نعم، كن لطيفا ولو لمرة أنا بحاجة للراحة قبل أن اخرج |
| Ahbab, bir kerelik olsun sen kendi işine bak, olur mu? | Open Subtitles | يا هذا ، لمرة واحدة هل لك أن تعتنى بشؤونك الخاصة |
| Bir kerelik de olsa kendinden çok başkasını düşünsen? | Open Subtitles | ماذا عن التفكير بشيء آخر غير نفسك لمرة واحدة؟ |
| Ama sadece bir kerelik işti basit bir iş için çok para. | Open Subtitles | لكنه كان عرضاً لمرّة واحدة، الكثير من المال لمُهمّة سهلة. |
| Sadece bir kerelik yardım edeceğim, kardeşim, senin için. | Open Subtitles | سأستخدم قوّتي هذه المرّة فقط يا أختاه لأجلك. |
| Ama bir kerelik de olsa çıktığım birinin bana yemek ısmarlamasını, bana bir hanım gibi davranmasını ve kendimi iyi hissettirmesini istiyorum. | Open Subtitles | لكن فقط لمره واحده أريد الخروج مع رجل، أجعله يشتري عشاء إلي، يعاملني مثل سيده، ويجعلني أشعر جيده عن نفسي. |
| IRS eşinize bir kerelik olmak üzere 60 bin dolara kadar hediye vermenize izin veriyor. | Open Subtitles | مصلحة الضرائب تسمح لمرة واحدة بهبة للزوجة حدها الأقصى 60 ألف دولار |
| bana inanmak istemesen de, bir kerelik bana güvenemez misin? | Open Subtitles | حتى لو أنكِ لاتصدقيني, ولكن لمرة واحدة ثقي بي |
| Sadece bir kerelik de olsa, patlama olmadan bir şey öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | لمرة واحدة أريد أن أتعلم درساً دون أن ينفجر شيء |
| Bir kerelik olsun normal yap. | Open Subtitles | جْي فقط دعيها على وضعها الطبيعي لمرة واحدة. |
| Belki o öpüşme sadece bir kerelik içgüdüsel bir doğum günü olayıydı. | Open Subtitles | وربما كانت تلك قبلة مجرد التسرع، لمرة واحدة الشيء عيد ميلاد. |
| Bu yüzden bana işteki adamla öpüşmenin bir kerelik olduğunu söyleme. | Open Subtitles | حتى لا يقول لي تقبيل هذا الرجل من عمل شيء لمرة واحدة. |
| O zaman neden bir kerelik kendi kendine yeterli olmuyorsun, ha? | Open Subtitles | لماذا ليس لديك اكتفاء ذاتي ولو لمرة واحدة؟ |
| Sana yalvarıyorum bir kerelik kendine dikkat et. | Open Subtitles | الأن , أنا أتوسل إليكَ , لمرة واحدة فى حياتك انتبه لنفسك. |
| Bunu söylemek istiyorum. Yüzüne karşı, bir kerelik. | Open Subtitles | هذا ما اود ان اقوله فقط في وجهه ، لمرة واحدة |
| Ve son 5 yıldır her cumartesi gününü aile günü olarak harcadık. - Evet. - Çok dehşet verici bir kerelik kendi yolumuza gidebilsek? | Open Subtitles | وقد قضينا كل أيام السبت كأيام خاصة بالعائلة بآخر 5 سنوات أهذا عمل مريع إذا ذهب كل منّا بطريقه لمرة واحدة؟ |
| Tamam, o bir kerelik bir anlaşmaydı. | Open Subtitles | ياللروعة حسناً ، كان هذا إتفاق لمرة واحدة |
| "1 kerelik ödeme" lafını kullandığından eminsin, değil mi? | Open Subtitles | تأكدتِ من إستعمال عبارة "دفعة لمرّة واحدة"، صحيح؟ |
| Sadece bir kerelik... | Open Subtitles | فقط لمرّة، لمرّة |
| Lütfen. Bir kerelik, tamam mı? | Open Subtitles | أرجوك لهذه المرّة فحسب، إتّفقنا؟ |
| Bu kadardı. Bir kerelik. Bu konuda asla konuşmamalıyız. | Open Subtitles | انتهى، كانت تلك المرّة الأوّلى |
| Aşağιlιk insanlarla konuşmayι sevmem, ama bir kerelik konuşacağιm. | Open Subtitles | انا لااحب الكلام مع الآفات ولكن سأكلمك هذه المرة فقط |