| Gece vakti, sadece bu üçgenin üstünde bulunan bir tepe camındaki bir sıra ışık dağı kesiyor. | TED | وفي الليل، فقط سطر واحد من الضوء من يقطع خلال الجبل، وهي كوة على رأس هذا المثلث. |
| Bakırdan yapılmış Mısır kılıçlarını, bir saman gibi kesiyor. | Open Subtitles | اٍنه يقطع فى نحاسنا المصرى مثل السكين فى القش |
| Joseph! Benim dallarımı kesiyor. | Open Subtitles | جوزيف , انه يقطع فروع أشجاري أنت تراه , أليس كذلك ؟ |
| Sovyetler devamlı ülke dışı hatları kesiyor ama bölgesel aramalarda sorun çıkmaz. | Open Subtitles | لا يزال السوفيات يقومون بقطع الخطوط الدوليّة لكنّ المحليّة لا تزال تعمل |
| Tabii, benim çayırlarımda dolanan insanlar oluyor dalları kırıyor, ağaçları kesiyor hazinemi arıyorlar. | Open Subtitles | وبالطبع هناك اناس يأتون الى منطقتي يحطمون الغابة يقطعون الاشجار يبحثون عن كنزي |
| Ayrıca elleri titrediği için iki aydır bacaklarını tıraş edemiyor. kesiyor. | Open Subtitles | أيضاً للشهرين الأخيرين لم تحلق ساقيها بسبب الارتجاف تجرح نفسها |
| O tarafa bakma ama barda hoş bir kız var ve bütün akşamdır seni kesiyor. | Open Subtitles | لا تنظر الان لكن هناك فتاة جميلة في الحانة تحدق بك طوال الليلة |
| Tabii ameliyat yaptığı zamanlar hariç. - Benden daha derin kesiyor. | Open Subtitles | ما عدا أنه عند التشغيل فإنه يقطع بشكل أعمق مما أنا أفعل |
| Tamam mı? Kenardan kesiyor, böylece keskin uçlar oluşmuyor. | Open Subtitles | حسنا إنه يقطع من الجانب لذا لا حاجة للأطرف الحادة |
| Bu daha iyi. Kenardan kesiyor, böylece keskin uçlar oluşmuyor. | Open Subtitles | إنه أفضل أنه يقطع من الجانب لذا ليس فيه أطرافاً حادة |
| Sonra da kurbanları henüz yaşıyorken derilerini ince ince kesiyor. Bitirmesi saatler sürüyor. | Open Subtitles | ثم يقطع شرائح من بشرتهم بينما لا يزالوا أحياء, إنه يستغرق ساعات |
| Bacaklara giden kanı kesiyor ve ciğere geri itiyor. | Open Subtitles | إنه يقطع تدفق الدم للأرجل، ويدفعه دفعاً إلى داخل الرئتين. |
| Bir şey karaciğerine ve dalağına olan kan akımını kesiyor olmalı. | Open Subtitles | شيء ما يقطع التروية الدموية عن الطحال والكبد |
| Onları, ellerini ve ayaklarını bağladığı bir yere götürüyor sonra da cesetleri atmadan önce boğazlarını kesiyor. | Open Subtitles | يأخذهنّ لمكان حيث يوثق أيديهنّ وأقدامهنّ بسلك. وبعدها يقطع حلقهنّ قبل أن يرمي جثثهنّ. |
| Kurbanlarını öldürme şekline bakılırsa. Boğazlarını yavaşça, dikkatlice kesiyor ki böylece gözlerinden hayatlarının akıp gittiğini görebiliyor. | Open Subtitles | بالنظر للطريقة التي يقتل بها ضحاياه، يقطع حلقهنّ برويّة، وبحذر، |
| Kurbanları ölene kadar, onlardan küçük parçalar kesiyor. | Open Subtitles | يقوم بقطع قطع صغيرة من أجسام ضحاياه حتى يموتون |
| Söyleyemezmiş. Herif kadın ve çocuk kafası kesiyor. | Open Subtitles | ذلك الرجل يقوم بقطع رؤوس النساء والأطفال |
| Aile ticari fırsatları geri çevirmemi bekliyor ama buna rağmen maaşımı da kesiyor. | Open Subtitles | تتوقع مني العائلة ألا أقبل بالفرص التجارية لكنهم مع ذلك يقطعون المال عني. |
| Burada kısa bir süre kalacak olsak muhafızlar neden gözetleme kulesi için ağaç kesiyor olsun ki? | Open Subtitles | يقطعون الخيزران و الاخشاب لبناء برج مراقبة نحن لم نكن نود ان نكون هنا كل هذه الفترة |
| -Titremeler yeni başlamış olamaz. Kendini hep kesiyor olmalı. -Kesinlikle. | Open Subtitles | -الارتجاف ليس حديثاً، لا بد أنها كانت تجرح نفسها دائماً |
| Bak, bayan garsonumuz şu anda seni kesiyor. | Open Subtitles | انظر ، النادلة تحدق بك ، مباشرتاً الأن |
| Özür dilerim, Prensesim. Çalışmamız, mesajlaşmanızı kesiyor mu? | Open Subtitles | معذرة، هل تمريننا يقاطع إرسالكِ للرسائل؟ |
| Bay on üzerinden on kesinlikle beni kesiyor. | Open Subtitles | السيد الجذاب هناك لازال يتفحصني |
| İçindeki sanatçıyı ortaya çıkardığında, bir de çek mi kesiyor sana? | Open Subtitles | عندما تنتزع الفنان من الداخل هل يقص لكَ إيصالاً, أيضاً؟ |
| Acele etmeden ağı nasıl da düzgünce kesiyor, görüyor musunuz? | Open Subtitles | أترين كيف أنها لا تستعجل و تقطع الأنسجة بشكل صحيح؟ |