| O yüzden ketçapla krem peynir kullandım. | Open Subtitles | لهذا إستخدمت الكتشب و الجبنه السائله |
| O yüzden ketçapla krem peynir kullandım. | Open Subtitles | لهذا إستخدمت الكتشب و الجبنه السائله |
| Sen, bunu ketçapla ve bol krem peynirle yemeği seviyorsun diye pişirdim. | Open Subtitles | أتعرفين، أعددتها فقط ... فقط لأنك تحبينها مع الكتشب |
| Sosisli sandviçin içine ketçapla hardal sıkmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها كأن تضع الكاتشب والخردل في سندويشة نقانق |
| Şimdi de ketçapla konuşuyor. | Open Subtitles | إنه يتكلم مع الكاتشب الآن. |
| Çok güzel, bana başka seçenek bırakmadın. Bu silah ketçapla dolu. | Open Subtitles | حسناً ، لم تدع أمامي خيار هذا المسدس مليء بالكاتشب |
| Ve demiş ki ketçapla tekrar görüşürlerse bile hem müşteriyi hem de kendini öldürecekmiş. | Open Subtitles | ويقول أنه سيقتل الحساب ويقتل نفسه إن تحدّثوا مع الكاتشاب مجددًا. |
| ketçapla güveç yaptı. | Open Subtitles | كانت تطبخ لحماً مشوياً مع الكاتشاب |
| Ben fasulyeyi ketçapla severim. | Open Subtitles | أنا احب البازلاء مع الكتشب |
| ketçapla yumurta iğrenç olur. | Open Subtitles | الكاتشب و البيض مقرفان |
| Hadi şeyle başlayalım... ...ketçapla başlayalım. | Open Subtitles | لنذهب مع الكاتشب |
| Sadece ketçapla. | Open Subtitles | فقط مع الكاتشاب. |