| Bilim insanları ayrıca geniş doku bankası inşa ettiler, ki bunlar saç kılı, tırnak örnekleri, süt dişi ve DNA içermektedir. | TED | كما جمع العلماء بنك ضخم من عينات الأنسجة، والتي تشمل عينات من الشعر، أضافر، أسنان لبنية وحمض نووي |
| koyu renkli alanları ayırıyor, ki bunlar videoda kırmızı olarak görünecek. | TED | تستخرج مناطق داكنة ، والتي سوف تظهر في شريط الفيديو باللون الاحمر. |
| Bu, Debian Serbest Yazılımın ana hatlarından elde edildi ki... bunlar Bruce Parens tarafından yazılmıştı. | Open Subtitles | والتي اشتقت من دليل ديبيان للبرمجيات الحرة التي كتبها بروس بيرنز |
| ki bunlar altmışlı yılların ortalarına kadar tanınmıyordu. Konuyla tamamen bağlantılı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | والتي لم تكن قد أدخلت حتى منتصف الستينات أعتقد أن هذا ذو صلة بالموضوع |
| ... ki bunlar da ayrıca... | Open Subtitles | أوتو, هذا يكفي وهو بدوره أجزاء من... |
| ... ki bunlar da ayrıca... | Open Subtitles | وهو بدوره أجزاء من... ؟ |
| Gümüş-lekeli Zıpzıp larvası için en aşikâr örnek ki bunlar, koyunun çayır otunda beslenir ve karşılığında verimli bir şekilde büyümelerine otlayan inekler tarafından izin verilmez. | Open Subtitles | المثال الأكثر وضوحا لهذا الشيء هي يرقة الفراشة الفضية المرقطة والتي تتغذى على أعلاف الماشية |
| Bu katmanlar dikey akan akıntılarla veya yatay akıntılarla karışabilir ki bunlar tropik bölgelerden kutuplara ısı taşınmasında önemlidir. | TED | هذه الطبقات التي يمكن أن تختلط بواسطة التيارات العمودية أو الأفقية، والتي تمثّل الأساس في عملية نقل الحرارة من المناطق المدارية إلى القطبين. |
| Hatta, bunu bildirdiğim için üzgünüm, içinizde iş gören sindirim sisteminizde yaklaşık 4,5 kilo mikrop var ki bunlar vücudunuzun içinde bir dolaşım içindeler. | TED | في الحقيقة انا اعتذر لأخبركم أنه داخل الجهاز الهضمي لكل منكم ١٠ أوقيات من الميكروبات والتي تقوم بالدوران في جسمك لفترات كافية |
| Protetch Galerisi yakın zamanda binalar hakkında fikirler sundu, ki bunlar bina hakkında bazı özgün fikirlerdi. | TED | عرض معرض "بروتك" مؤخرا أفكارا للمباني والتي كانت نوعا من الأفكار المبتكرة للمباني |
| Çizgi romanları falan sevmiyorum ben bir antropologum ve karikatürler, ki bunlar çizgi roman değildir neslimizin tutkusunu ve başarısızlığını yansıtır ve onları seviyorum tamam mı? | Open Subtitles | أنا لست مهووسة بالكوميكس أنا عالمة أنسانيات و روايات تخطيطية... والتي بالمناسبة لا تعتبر كوميكس |
| Kahverengi Kanada ispinozlarının istilası, ki bunlar küçük kuşlardır... | Open Subtitles | اجتياح طيور البرقش البنّية الكندية، والتي هي طيورٌ صغيرة... |
| Büyük bir ekibi vardı, midillileri kullanarak, köpekleri kullanarak, benzinle çalışan traktörleri kullanarak, önceden yerleştirilmiş pek çok gıda ve yakıt deposu bırakarak, ki bunlar sayesinde Scott'un beş kişilik final ekibi Kutba seyahat edebilir, oradan geri dönüp, yaya olarak kıyıya kayakla gidebilirdi. | TED | كان لديه فريق كبير يتألف من مهور كلاب، و جرارت تعتمد على البنزين وضعت العديد من المخازن تحتوي الوقود والطعام في أماكن محددة مسبقا والتي من خلالها يستطيع فريق سكوت المكون من خمسة أفراد السفر الى القطب و العودة مجددا الى الساحل عن طريق التزلج |
| Özellikle şeker kamışı tarlalarında, ki bunlar ulaşılması güç gruplardan çok derebeylikleri andıran topluluklardır, hamile kadınların yüzde 60'ı HIV pozitifti. | TED | وبالنسبة لمزراع قصب السكر، والتي تشبه كثيرا النظام القائم على الإقطاع أكثر من أي مؤسسة حديثة، تمّ تسجيل إصابة 60 % من النساء الحوامل بفيروس نقص المناعة المكتسبة. |
| İslam dünyasındaki en yeni seçimlerde - ki bunlar Pakistan ve Fas'ta ve Türkiye'de; bunlarin her birinde, kendisini müslüman demokrat olarak seçmene tanıtanlar özgür olarak seçim kampanyası yapabildikleri her yerde büyük bir farkla, en başarılı oyları toplayanlardı. | TED | في معظم الإنتخابات الأخيرة في العالم الإسلامي-- التي أقيمت في باكستان، وفي المغرب والتي أقيمت في تركيا-- في كل حالة، الأشخاص الذين قدموا أنفسهم كمسلمين ديموقراطيين كانوا هم الأنجح في حصد الأصوات في كل مكان سُمح لهم بالتنافس بحرية. |
| Kıyı boyunca içinde çocukların olduğu bu alıkoyma merkezlerini görürseniz, ki bunlar cezaevleri, eskisi gibi olamazsınız. | TED | سأخبركم ما يمكنكم فعله اذا ذهبتم إلى إحدى مراكز الإيقاف الواقعة على الحدود والتي تحوي أطفالاً... إنها سجون... لن تعود كما كنت. |
| Fakat yine de, biz eğitim elkitapçıklarına sahibiz, ki bunlar Bakanlık tarafında onaylıdır, ve daha fazlası, bu yaklaşım şimdi Afganistan ruhsal sağlık stratejisinin bir parçası. | TED | ولكن كنا نملك في الاساس " دفاتر " و اساليب تدريب وتعليم والتي تم الموافقة عليها من قبل الوزارة والاكثر من هذا فقد غدت مقاربتنا تلك .. جزء من الاستراتيجية الصحية في أفغانستان |
| Kaldı ki, bunlar kurbana uyuyor mu tam olarak emin değiliz. | Open Subtitles | والتي ليست على مقاس الضحية |