| Elbette, gider ama kilim alacak para ne gezer? | Open Subtitles | بالطبع و لكن من لدية المال لشراء سجادة ؟ |
| Gerçek olan bir şey var ki, Uyuyamıyorum ve... Vay be, bu harika bir kilim. Karım bunu çok severdi. | Open Subtitles | بصراحة الأمر لم أستطع النوم هذه سجادة رائعة كانت ستحبها زوجتي |
| Kulübeden bir kilim alıp bunu zemine yaydınız. | Open Subtitles | لقد أحضرتِ سجادة من الحجرة و وضعتها على الأرضية |
| O kilim hala orada pusuya yatmış olarak bekliyor olabilir. | Open Subtitles | قد تكون تلك السجادة مُمددة و تنتظر مثل تشارلى فى حقول الارز |
| Tek bir soru daha. Sadece meraktan, kilim hakkında. | Open Subtitles | أنا أتسائل، فقط من باب الفضول أنه حول السجادة |
| Mobilyalarla satmak için kilim ithal ediyorum. | Open Subtitles | أجل, أنا أستورد سجاد لأبيعه مع الأثاث |
| Eğer buradaki yatağa bakarsanız, yerdeki kilim üzerinde uyuduklarını görebiliriz. | TED | إذا نظرنا إلى السرير هنا, يمكننا رؤية أنهم ينامون على بساط على الأرض. |
| kilim nasıl dokunur hakkında bir yazı dizisi. | Open Subtitles | والمواد الخام وكيف نسجوا السجاد |
| Küçük bir kilim. | Open Subtitles | انها فقط سجادة صغيرة لقد احضرتها هذا الصباح |
| - Ve sen ona oturuyorsun. - Sana bir kilim getirdim. | Open Subtitles | ـ وأنتِ تجلسين عليها ـ لقد جلبت لك سجادة |
| Mükemmel ama bir kilim parçası da lazım bize. | Open Subtitles | مُمتاز، لكننا بحاجة إلى قطعة سجادة أيضاً. |
| Aynı bir tüylü kilim gibi. | Open Subtitles | ماعدا شعرك فهو يشبه سجادة الصّوف |
| Çünkü bir uşağa benziyor ama aynı zamanda da bir kilim. | Open Subtitles | لأنها مثل الخادم لكنها أيضاً سجادة |
| İyi bir kilim olurum. | Open Subtitles | سأكون سجادة جيدة. |
| Geçen hafta yağmur yağarken pencereyi açık unutmuş ve mavi kilim berbat olmuş. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي, تركت نافذة مفتوحة .في المطر وأفسد تلك السجادة الزرقاء كليًا |
| Yani kilim bagajdaymış, ama artık yok tabii. | Open Subtitles | السجادة كانت في الصندوق, والآن ليست كذلك. |
| Ve bu delillere ulaştığımız kilim bir zamanlar neredeymiş dersin? | Open Subtitles | أتعلمون أين كانت تلك السجادة, في زمن محدد؟ |
| Hayvanlardan yiyecek, kilim ve av olmalı. | Open Subtitles | الحيوانات يجب أن تكون طعام سجاد وجوائز |
| Yaşlı karaağacın altında yonca desenli kilim serili, üstünde Mick Collins ayakta duruyor. | Open Subtitles | و هناك على بساط من الحشائش تحت شجرة الدرداء القديمة "يقف " مايك كولينز |
| Bende de birkaç küçük kilim vardı. | Open Subtitles | لذا استلمت مجموعة من السجاد الصغير |
| Adıma kilim yapılması hep hayâlimdi. | Open Subtitles | أنا دائما كان حلماً لي أن يكون وجهي موجود على سجاده |
| Peki ya günde 14 saat kilim dokuyan çocuklar? | Open Subtitles | والأطفال يعملون لمدة أربع عشرة ساعة في نسج السجّاد |