| Ayin için Drusilla'nın efendisi ve ay hilal halindeyken bir kilisede yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | الطقوس تتطلب وجود مولاها وأن يكون ذلك في كنيسة في ليلة القمر الجديد |
| Üçüncü eski Bayan Rossi ile Las Vegas'ta bir kilisede evlendim. | Open Subtitles | لقد تزوجت بالثالثة سيدة روسي،سابقا في كنيسة صغيرة في لاس فيغاس. |
| kilisede evlenmenin senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف كم من المهم لك ان نتزوج فى كنيسة |
| Ve hâlâ Pazar günleri kilisede onun için mum yakıyorum. | Open Subtitles | ولا زلت أشعل الشموع تكريماً لروحها في أيام الأحد بالكنيسة. |
| Kimse kilisede maske takmamalı ... en fazla şapka takarlar. | Open Subtitles | لا يجب ان ترتدى قناع فى الكنيسه مسموح بالقبعه فقط |
| Aile tatillerini mahvetme unvanını kazandım çünkü yoldaki en büyük kilisede beni indirmeleri için hep ısrar ediyordum. | TED | لقد كسبت سمعتي كمخرّبة لإجازات العائلة لإصراري الدائم على تركهم والذهاب للكنيسة الراقية في المدينة. |
| Bir kilisede bir adama silah doğrultmak biraz saygısızca değil mi? | Open Subtitles | ألا تجدين تهديد رجل بالسلاح في كنيسة لأمر مدنس بعض الشيء؟ |
| Bir kilisede gezerken, ya da bir camide ya da katedralde, Gözlerinizle, hissettiklerinizle özümsemeye çalıştığınız şey, özümsediğiniz şey başka türlü olsaydı zihniniz aracılığıyla size gelecek gerçekler. | TED | فعندما تتجول في كنيسة او مسجد او كاتدرائية ما تحاول تشربه ,الذي تتشربه هو, خلال عينيك ,خلال حواسك, الحقائق التي سوف تصلك بشكل اخر عن طريق عقلك. |
| Okulda yetişmiş ve 20 yıldan fazla bir süredir kilisede vaizlik yapan bir papaz olduğum için bu biraz sıradışı ama bu doğru. | TED | هذا غير معتاد بعض الشيئ، حيث أنني رجل دين معمداني، ولدي تدريب ديني وكنت واعظاً في كنيسة لأكثر من 20 عاماً، ولكنها الحقيقة. |
| Birbirinizi sevdiniz ve koca bir kilisede evlendiniz ve Güney Fransa'ya balayına gittiniz. | Open Subtitles | أحببتم بعضكم و تزوجتم فى كنيسة كبيرة و قضيتم شهر العسل فى جنوب فرنسا |
| Ona sadece değersiz bir isim ve iyi niyet dolu bir sefalet verecek bir muslukçuyla, basit bir kilisede beyazlar içinde evlendiğini görmek için mi? | Open Subtitles | لتُريها تتزوج في فستان أبيض في كنيسة صغيرة مع سمكري يعطيها أسماً لا يسوى و قذارة تحتوي على النيات الطيبة؟ |
| Hemşire Sharon Lincoln'de, ki şu anda beşinci haftasında, tek bir kilisede,... | Open Subtitles | كانت الراهبة شارون في لينكولن هذا حدث في الأسبوع الخامس الآن مائتان وخمسة وسبعون أعضاء الكنيسة جدد في كنيسة واحدة وحدها |
| İnsan kilisede daha sönük olmak isterken geceleri göz kamaştırmak istiyor. | Open Subtitles | لأنك تريد ان تكون منضبطا بالكنيسة و من ثم مذهلا بالليل |
| Düşünebiliyor musun, ailesinin kilisede özel sırası var. | Open Subtitles | تصوري فقط، إنه يمتلك مقصورة عائلته بالكنيسة |
| kilisede hep en güzel ayetleri dinlerim. | Open Subtitles | دائما ما اتتبع الآيات الجميلة التي تلقى بالكنيسة |
| Torunuma Prenses Beyoncé gibi bir isimle kilisede tören yaptırmayacağım. | Open Subtitles | انا لن أكون فخورة قرب الكنيسه وحفيدتي أسمها الأميره بيونسي |
| Peder ve Doyle'un kızı kilisede bir toplantı düzenliyorlar. | Open Subtitles | القس واخت المرحوم ينظمان اجتماع فى الكنيسه |
| kilisede bir gerçeklik kazanmadığı da söylemez. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تدخل إلى . الطبيعة الحقيقية للكنيسة |
| Savaş sona erdiğinde kilisede, sizin için bir mum yakacağım. | Open Subtitles | عندما تنتهي الحرب، سوف أشعل شمعة في الكنيسةِ من أجلَك. |
| Annen vefat ettikten sonra onu kilisede çok az görür oldum. | Open Subtitles | بالكاد أصبحت أشاهده في الكنسية منذ وفاة أمك. |
| Beste kilisede aniden senin aklına geldiği gibi benim de aklıma geldi. | Open Subtitles | لحنك كان فى بالى مثل ما حدث معك. عندما كنت فى الكنيسة |
| Bizim kilisede şahane bir şifacı kadın var. | Open Subtitles | لأنه لدينا في كنيستنا, امرأة رائعة و هي معالجة مذهلة |
| Seni kilisede bu kadar uzun süre tutan neydi, canım? | Open Subtitles | ما سبب بقاءك في الكنيسة لفترة طويلة يا عزيزتي ؟ |
| Çıkar ilişkileri her yere yayılmış, devlette özel sektörde, kilisede borsada. | Open Subtitles | تنتشر بفعل المصالح الشخصيّة في الحكومة، و القطّاعات الخاصّة و الكنائس |
| Senin yaşında birini hafta içi geceleyin... kilisede görmek çok tuhaf. | Open Subtitles | انه غير عادي رؤية شخص بعمرك في كنيسه في ليله اسبوع |
| Bilmiyor musunuz, kilisede kutsal bardağın içine tükürdüğünü...? | Open Subtitles | هل قالوا لك كيف تشاجر قرب الوعاء المقدس بالكنيسه وألقاه؟ |
| - Evet, ben... 4 sene önce Aziz Patrick gününde kilisede tanışmıştık. | Open Subtitles | نعم قابلتها بكنيسة منذ أربعة أعوام عيد "سانت باتريك" |
| Kızlarımdan ikisi eşcinsel ve bana kilisede nasıl muamele gördüklerini anlattılar. | Open Subtitles | إثنتان من بناتى مِثليتان, وقالتا لى كيّف كانتا تُعامَلان داخل الكنيسة. |
| Bizim oradaki kilisede disco dansı öğretiyorum. | Open Subtitles | أقوم بتدريس الرقص الديسكو إلى الوراء في كنيستي. |