| Yaşamla ölüm arasındaki bu küçük zaman diliminde kafasının içinde kimse yoktu. | Open Subtitles | هذه اللحظة القصيرة بين الحياة والموت لم يكن هناك أحد داخل جمجمته |
| kimse yoktu, sonra onlar geldi ve bu inanılmaz danslarını sergilediler. | TED | لم يكن هناك أحد , وخرجوا وقاموا بهذه الرقصة المذهلة |
| Belki de bütçe kesintilerindendir. Kapının önünde kimse yoktu. | Open Subtitles | لعله التقليص في الميزانية لم يكن أحد يراقب مكتبك |
| - Çünkü demin polisleri çağırdım ve içeri girdiklerinde kimse yoktu. | Open Subtitles | لقد طلبت الشرطة لهم و وتأكدنا من انه لا يوجد أحد |
| Biri eve zorla birinin girdiğini söyledi. Fakat kimse yoktu. | Open Subtitles | شخص متصل قال أنهم رؤوا دخيلاً لكن لا أحد كان هناك |
| Oralarda tedavi uygulamalarına bakacak hiç kimse yoktu. | TED | لم يكن هناك أحد ليبحث عن أساليب علاجية. |
| Orada benim gibi gözüken ya da benim gibi konuşan hiç kimse yoktu. | TED | لم يكن هناك أحد يبدو مثلي أو يتكلم مثلي. |
| Riskli bölgede ikamet edenleri polis uyarmıştı ve su yükseldiğinde bölgede kimse yoktu. | TED | و بما أنها منطقة ذات خطورة عالية فقد حذرت الشرطة القاطنين فيها و لم يكن هناك أحد حين ارتفع مستوى المياه |
| İçeri girdiğinde, bankanın içinde hiç kimse yoktu! | Open Subtitles | وعندما ذهبت في، لم يكن هناك أحد هناك في البنك بقدر ما تستطيع أن ترى؟ |
| kimse yoktu. Ben de çıktım ve olabildiğince çabuk uzaklaştım. | Open Subtitles | لم يكن هناك أحد وكان يجب أن أخرج بأسرع ما يمكنني |
| Kimsesizdi çünkü içeride başka kimse yoktu. | Open Subtitles | كان حبس إنفرادي لانه لم يكن أحد مسجون غيره هناك |
| Eve geldiğimde kimse yoktu ve yatak o kadar güzel görünüyordu ki, ayı ailesinin evine giden küçük kıza döndüm, sen Reagan olmalısın! | Open Subtitles | لم يكن أحد هنا عندما رجعت المنزل وكان السرير يبدو رائعا , وكان الأمر معتدلا جدا , ولابد وأنك ريجان |
| Pulmanda ben ve Bay Blianci'den başka kimse yoktu. | Open Subtitles | فى عربة القطار الفخمه لا يوجد أحد سواى و المستر بيانشيت |
| Onu görmüş olmalısın. Onu görmedim çünkü görecek kimse yoktu orada. O hiç olmadı. | Open Subtitles | لم أرها , لأنه لا يوجد أحد لرؤيته إنها غير موجودة |
| Fakat evde kimse yoktu. Uh, muhabir misiniz? | Open Subtitles | لكن لا أحد كان في المنزل هل أنت مراسل ؟ |
| Merhaba. Ön tarafta kimse yoktu. Randevu zamanım geldi, değil mi? | Open Subtitles | مرحباً, لايوجد أحد في الأستقبال حان وقت جلستي أليس كذلك؟ |
| Bu imkansız çünkü evde kimse yoktu. | Open Subtitles | انت لا تعرف ما تقول لانه لا يوجد احد هنا |
| Özür dilerim, resepsiyonda kimse yoktu. | Open Subtitles | إعتذارات، لم يكن هناك أي أحد على الإستقبال |
| Tabii aslında o da fotoğrafta olmalıydı ama kamerayı tutacak kimse yoktu ve annen ısrar etti. | Open Subtitles | كان يجب ان تكون بالصورة ولكن لم يكن هناك احد ليلتقط الصور وأصرت وقتها |
| Neredeyse davet edilmemiş kimse yoktu. | Open Subtitles | ويقدم مشروبات الجمبري الباهضة .. لم يكن هناك شخص لن يفعل أي شيء ليحصل على دعوته |
| Arabada yanında kimse yoktu. Sana bu çok saçma demiştim. | Open Subtitles | لم يوجد أحد معه، لقد أخبرتك بذلك فلا معنى لذلك |
| kimse yoktu. Thorazine almaya giderken... | Open Subtitles | لم يكن أحدا هنا (عندماذهبتإلىشراءعقار (ثورازين... |
| Biz beraber çalışırken daha iyi kimse yoktu. | Open Subtitles | عندماعمـلنامعـاً، لم يكن هنالك أفـضل منـها |
| Dükkanda kimse yoktu, biz de buraya geldik. | Open Subtitles | كان هناك لا أحد في المخزن، لذا جئنا هنا. |
| Sonra içeri girdim ve mutfakta kimse yoktu. | Open Subtitles | ثم دخلت, ولا يوجد أحد في المطبخ |
| Yardım isteyeceğim, anlatabileceğim kimse yoktu. | Open Subtitles | مع عدم وجود أحد ، لأشكو إليه ولا حتى شخص واحد لأخبره |